• NE ZAMAN GİDİLİR?
    Kış Ayları Dışında Her Mevsim
  • KAÇ GÜNDE GEZİLİR?
    3-4 Gün
  • VİZE
    Schengen
  • PARA BİRİMİ?
    Euro
  • TOPLU TAŞIMA?

    Kolay/Ucuz

  • RESMİ DİLLERİ?

    Flemenkçe

  • PRİZ
    C Tipi/Avrupa
  • ZAMAN DİLİMİ?
    2 Saat Geride

Gezi Tarihi : Mart 2016 Gezi Süresi : 4 Gece

Amsterdam, Hollanda’nın başkenti, tüm dünyaca bilinen adıyla özgürlükler şehri. Harita üzerinden şehre baktığınızda arka arkaya dizilmiş bir çok U harfinden oluşan, harflerin arasından kanallar geçen ve en çok kullanılan ulaşım aracının bisiklet olduğu, dümdüz bir şehir. Bunun yanı sıra dünyanın en çok turist çeken şehirlerinden biri. Turist çekmesinin en büyük sebeplerinden biri doğal güzellikleri değil, özgürlükler şehri olması yani uyuşturucunun, fuhuşun yasal ve serbest, halkın aşırı hoşgörülü ve açık görüşlü olması. Benim gezi notlarım tamamen bu konuların dışında, Amsterdam’ın diğer yüzünü içerecek, baştan bilgilendirmek isterim 🙂

Biz yine aylar öncesinden yapılmış bir planla Hollanda ve Belçika gezimizin ilk durağını Amsterdam olarak belirledik ve 8 günlük tatilimize burada başladık.

 

DSC_3264

 

Ulaşım

Pegasus ile uçtuk, yolculuğumuz yaklaşık 3 saat kadar sürdü. Amsterdam Schipol Havalimanı‘na iniş sağladık, şehirde başka havalimanı olmadığı için tüm havayolu firmaları buraya iniyor. Havalimanından şehir merkezine tren ya da otobüs ile 20 dakikada ulaşım sağlanabiliyor.

Şehir içi ulaşımda GVB kart ya da I Amsterdam kart kullanabilir ya da tek binişlik biletler satın alabilirsiniz. I Amsterdam kart ulaşımla birlikte bazı müzelere ücretsiz giriş, bazı etkinliklerde ise indirim sağlıyor, detaylarına buradan ulaşabilirsiniz. GVB kart ise sadece ulaşımda sınırsız kullanabileceğiniz bir kart. Biz GVB kartı tercih ettik.Havalimanında bulunan bilet gişelerinde GVB kart en fazla 3 günlük olarak var ve 3 günlük ücreti 25€, internet fiyatlarına baktığımızda 4 günlük ücretinin 21,5€ olduğunu görmüştük. Bunun sebebi, burada GVB ofisinin bulunmamasıymış. Bizde sadece Centraal Station’a gitmek için tek yön kişi başı 5,20€ karşılığında tren biletlerimizi aldık ve Centraal’de bulunan GVB ofisinden 4 günlük sınırsız ulaşım biletlerimizi kişi başı 21,5€’a temin ettik. Bizim için bu şekilde daha avantajlı oldu, biletler aldığınız saat itibariyle başlıyor ve gün hesabıyla değil saat hesabıyla devam ediyor. Fiyat detaylarına buradan ulaşabilirsiniz.

 

Centraal'den çıkınca yolun karşısında
Centraal’den çıkınca yolun karşısında

 

Ulaşım konusunda dikkat etmeniz gereken bir konu var, Amsterdam’da hangi ulaşım aracına binerseniz binin, binerken ve inerken, biletinizi makinalara okutmak durumundasınız, okutmazsanız cezaları var. Tren istasyonlarında istasyonların içinde, otobüs ve tramvaylarda ise araç içinde okutma cihazlarını görebilirsiniz.

 

Konaklama

Otelimizi gitmeden önce Booking.com üzerinden ayarladım. Dam Meydanına 2-3 dakika yürüme mesafesinde olan Hotel Cordial’da konakladık. Konumu gerçekten çok iyiydi ancak odaları birazcık küçüktü, valizimizi açmaya zor yer buluyorduk öyle söyleyebilirim 🙂 Onun dışında bir sıkıntı yaşamadığımız için sizlere de önerebilirim. Biz 4 gecelik konaklama için otele 450€ ödedik.

 

Hotel Cordial
Hotel Cordial

 

Gezilecek Yerler

Gezilecek yerleri önem sırasına göre değil, konum sırasına göre aktarmaya çalışacağım.

Amsterdam Centraal Station, şehrin en önemli ve en büyük istasyonu. Otobüs, tren ve tramvayın merkez durağı. Şehir dışı ve şehir içi ulaşımın başlangıç noktası. Bu sebeple oteliniz buraya ne kadar yakınsa o kadar avantajlı durumdasınız.

 

Centraal Station
Centraal Station

 

Centraal Station’ın önünden kanal turu tekneleri kalkıyor. Bence Amsterdam’da ilk önce yapılması gereken etkinlik bu tura katılmak,şehir hakkında genel bir bilgi sahibi olmak, ne nerede görebilmek.

 

Tur tekneleri
Tur tekneleri

 

Kanal turu 1 saat sürüyor ve sesli anlatım var. 18 dil seçeneği olan anlatımlarda Türkçe de mevcut. Çok fazla tur şirketi var, biz en ünlülerinden biri olan Lovers’ı tercih ettik.Normalde tur ücreti kişi başı 16€ ancak GVB ofisinden verilen kuponla biz 14€ ödedik. Müze girişlerinde de bu indirim kuponlarından veriyorlar, 11€’a kadar düşebiliyor ücret bilginize.

 

Türkçe dil seçeneği
Türkçe dil seçeneği

 

Tur esnasında kanal üzerinde bulunan yüzen evleri göreceksiniz. Bu evler Amsterdam’da konaklama alternatiflerinden birisi. Elektrik,su vb ihtiyaçlar normal evlerde olduğu gibi bunlarda da mevcut.

 

Kanal evleri çok tatlı değil mi?
Kanal evleri çok tatlı değil mi?

 

Evlerle ilgili bir diğer ayrıntı ise, her evin üst kısmında bir kanca bulunuyor ve evler öne doğru eğik vaziyette konumlandırılmış. Bir bölümü deniz seviyesinin altında olduğu için, eskiden toprak Hollanda’da çok değerliymiş ve evler taban ölçülerine göre vergilendirilirmiş. Bu sebeple evleri, girişlerini, merdivenleri küçücük yapmışlar. Eşyalar bu kapılardan sığmayınca her evin tepesine bu kancalardan takmışlar ve zarar görmesinler diye evleri öne doğru eğik tasarlamışlar. Bu kancalardan sarkıttıkları halat ile eşyaları yukarı çekip pencerelerden içeri sokuyorlarmış.

 

Evlerin üst kısımlarındaki kancalara dikkat
Evlerin üst kısımlarındaki kancalara dikkat

 

Amsterdam'ın en dar evi.
Amsterdam’ın en dar evi.

 

Tur teknelerinin bulunduğu cadde Damrak Caddesi, burası şehrin en önemli caddelerinden birisi. Bu caddeden merkeze doğru devam ederken sol tarafınızda Amsterdam’ın en eski kilisesi De Oude Kerk kalıyor. Caddenin sonunda ise şehrin en ünlü ve en hareketli meydanı olan Dam Meydanı yer alıyor.

 

Dam Meydanı
Dam Meydanı

 

Dam Meydanı’nda Kraliyet Sarayı, De Nieuwe Kerk yani yeni kilise ve Madame Tussaud’s Müzesi yer alıyor. Kraliyet Sarayı 1655 yılında, belediye binası olarak yapılan, zamanında Avrupa’nın en büyük yönetici binası olan ve daha sonra kraliyet kullanımına açılan Hollanda’nın 3 sarayından biri.

 

Kraliyet Sarayı
Kraliyet Sarayı

 

Yeni Kilise, Kraliyet Sarayı’nın hemen yanında yer alıyor. İçerisini ücretsiz olarak gezebilirsiniz. Meydanın karşısında bir de İkinci Dünya Savaşı’nda ölenleri anmak için dikilen Ulusal Anıt bulunuyor.

 

De Nieuwe Kerk
De Nieuwe Kerk

 

Ulusal Anıt
Ulusal Anıt

 

Dam Meydanı’nın en eğlenceli yeri Madame Tussaud’s Müzesi. Burası balmumu heykellerden oluşan interaktif bir müze. Bir çok şehirde müzeleri bulunuyor ancak biz daha önce hiçbirine girmediğimiz için burası ilgimizi çekti.

 

Madame Tussaud’s Müzesi
Madame Tussaud’s Müzesi

 

Normalde kişi başı giriş ücreti 22.5€ ancak biz yine kupon kullanarak 20€ ödedik. Bileti online satın alırsanızda indirim oluyor, buradan satın alabilirsiniz. Sabah saatlerinde gittiğimiz için mi bilmiyorum ama kapısında hiç sıra yoktu. Heykeller çok gerçekçi, her an hareket edebilirlermiş gibi duruyorlar 🙂 Çoğunun yanında fotoğraf çektirirken kullanabileceğiniz eşyalar bulunuyor, bu da durumu eğlenceli hale getiriyor.

 

DSC_3009

 

DSC_3017

 

DSC_3000

 

Dam Meydanı’ndan başlayan, Damrak Caddesi’ne paralel bir cadde daha bulunuyor. Kalver Caddesi, ünlü bir alışveriş caddesi, benim favorim olan Forever 21 Mağazası da bu caddede bulunuyor.

Dam Meydanı’nın birazcık üst tarafında, Anne Frank’ın Evi bulunuyor. Burası Amsterdam’ın en turistik yerlerinden biri. Kapısında her saat kuyruk var ve bitebilecek gibi bir kuyruk değil. İnternet üzerinden bilet alabilmeniz için 2 ay önceden almanız gerekiyor, ben 1 ay önce baktım ancak dolmuştu, bu sebeple giremedik. Siz buradan online bilet satın alabilirsiniz.

 

Anne Frank'ın Evi
Soldaki ev, Anne Frank’ın Evi

 

Anne Frank, yahudi küçük bir kız. Hitler döneminde ailesi ile birlikte bu evde saklanmışlar. Ona hediye edilen ajandaya 2 yıl boyunca, saklandıkları bu evden günlük tutmuş. 16 yaşındayken ihbar edilmişler ve toplama kamplarına gönderilmişler. Aynı yıl babası dışında hepsi ölmüş. Babası ise kızının günlüğünü kitap haline getirmiş. Anne Frank’ın Hatıra Defteri tüm dünyada en çok okunan kitaplar arasına girdi ve 1959 yılında filmi de çekildi.

 

Anne Frank
Anne Frank

 

Anne Frank’ın Evi’ne yakın bir konumda De 9 Straatjes yani 9 cadde bulunuyor. Bu 9 cadde, şehrin en güzel kanalları olan Heren, Keizers, Prinsen ve Singel kanallarını kesiyor. Bu kanalları mutlaka görmeli, caddeleri gezmelisiniz. Caddelerde genelde tasarım ürünler satan mağazalar, minik cafeler bulunuyor.

 

DSC_3262

 

9 Cadde’den sonra şehrin bir diğer meydanı olan Spui Meydanı’na geçebilirsiniz. Bu meydanda Begijnhof’un giriş kapısı bulunuyor. Begijnhof, şehrin en önemli avlusu, 1346 yılında rahibelere ibadethane olarak yapılmış.

 

Begijnhof giriş kapısı
Begijnhof giriş kapısı

 

Avlu gerçekten çok huzurlu bir ortama sahip, ben çok sevdim.Avlu’ya giriş ücretsiz. Burada bulunan 34 numaralı ev, şehrin en eski evi, tahtadan yapılmış. 26 Numaralı ev ise Baş Rahibenin Evi. İçeride bir de minik kilise bulunuyor, ona da giriş ücretsiz, Türkçe broşür seçeneği de mevcut.

 

Begijnhof
Begijnhof

 

Amsterdam'ın en eski evi
Amsterdam’ın en eski evi

 

Amsterdam’ın bir başka turistik noktası Bloemenmarkt yani Çiçek Pazarı. Laleleri ile ünlü Hollanda’da bulunan bu pazar, dünyanın tek yüzen çiçek pazarı, kanal üzerinde bulunan sabit teknelerde en çok satın alınan ürün lale soğanı. Fiyatları poşeti 3-6€ arasında değişiklik gösteriyor.

 

Çiçek Pazarı
Çiçek Pazarı

 

Çiçek Pazarı’ndan aşağı doğru devam ederseniz sizi bir başka ünlü meydan olan Rembrandtplein karşılıyor. Ünlü ressam Rembrandt’ın Night Watch adlı eserinin heykele dönüştürülmüş hali bu meydanda yer alıyor.

 

Night Watch
Night Watch

 

Meydanın etrafında çok güzel cafeler restoranlar konumlanmış durumda. Meydana karşı oturup keyifle birşeyler yiyip içebilirsiniz. Ben bu meydanı çok sevdim.

 

Rembrandt Meydanında ben :)
Rembrandt Meydanı’nda ben 🙂

 

Bu meydana yakın ünlü bir alışveriş caddesi daha var, Leidse Caddesi. Ortasından tramvay geçmesi, hareketli olması, pek çok mağaza bulunmasıyla birazcık İstiklal Caddesi’ni andırıyor ancak kesinlikle onun kadar güzel değil 🙂

Leidse Caddesi’ni tamamladıktan sonra sıra Vondelpark’a, Amsterdam’ın en büyük şehir parkına geliyor. Avrupa şehirlerinin en sevdiğim tarafı bu kocaman parklar, her parkta neden bizde yok hüznüne kapılıyorum, oralarda yaşayan insanları çok kıskanıyorum.

 

Vondelpark
Vondelpark

 

Vondelpark, içinde yüzlerce çeşit ağaç ve bitkinin bulunduğu, bahçelere, göllere, çeşit çeşit hayvanlara sahip, çok güzel bir park. Bisiklet ile giderseniz daha keyifli olacağını düşünüyorum, bu sayede her yerini gezme şansınız olur çünkü park oldukça büyük.

 

DSC_3079

 

Vondelpark sakinlerinden
Vondelpark sakinlerinden

 

Vondelpark’ın yanında Museumplein yani Müze Meydanı yer alıyor. En önemli müzeler Rijksmuseum (Hollanda Ulusal Müzesi) ve Van Gogh Müzesi bu meydanda yer alıyor, meydan adını bu müzelerden alıyor.

 

Müze Meydanı
Müze Meydanı

 

Rijksmuseum, Amsterdam’ın en önemli müzesi. İçerisinde sanat ve tarih alanındaki parçalar sergileniyor. Ünlü ressamlara ait, çok büyük tablo koleksiyonuna sahip. Rembrandt Meydanı’nda yer alan Night Watch isimli eseri bu müzede görebilirsiniz. Müze ayrıca, Hollanda’nın en büyük sanat tarihi kütüphanesini içinde barındırıyor. Giriş ücreti kişi başı 17,5€, sıra beklememek adına online satın alınabilir.

 

Rijksmuseum
Rijksmuseum

 

Van Gogh Müzesi, dünyanın en kapsamlı Van Gogh Koleksiyonunun bulunduğu müze. Vincent Van Gogh Hollanda’lı bir ressam olduğu için burada eserlerinin büyük bir bölümü bir araya toplanmış. Müzeye giriş ücreti 17€, online bilet alacaklar tıklayabilir.

 

Van Gogh Müzesi
Van Gogh Müzesi

 

Meydanda bir de en büyük turist çılgınlıklarından biri olan I Amsterdam yazısı yer alıyor. İnsanlar deli gibi harflerin üzerlerine çıkmaya çalışıyorlar, yazıyı boş yakalamak için çok erken saatlerde gitmek gerekiyor.

 

I Amsterdam
I Amsterdam

 

Ben kenarda birazcık bekleyip, en kolay yer olan d’nin içine oturuverdim 🙂

 

:)
🙂

 

Turist klişelerini de yerine getirdikten sonraki durak, ilginizi çekerse Heineken Experience yani bira müzesi. Heineken Hollanda menşeli bir bira markası. İçeride aşama aşama bira yapımını izleyebilir, tatlarına bakabilirsiniz. Giriş ücreti kişi başı 16€.

 

 Heineken Experience
Heineken Experience

 

Son olarak Amsterdam’da bulunan açık hava pazarı Albert Cuypmarkt’ı ziyaret edebilirsiniz. Burada hediyelik eşyalar, kıyafetler, çiçekler, sokak yemekleri bulabilirsiniz.

 

Albert Cuypmarkt
Albert Cuypmarkt

 

Amsterdam’da gezilecek yerler bu şekilde. Bunlar dışında Red Light District yani Kırmızı Fener Mahallesi var, genelevlerin vitrin mantığı ile işletildiği, etrafta uyuşturucu satılan ve içilen mekanların, erotik shopların çokça bulunduğu ve erotik showların gerçekleştirildiği bir bölge.

Coffeeshop’lar ise uyuşturucu dükkanlarının genel adı, en ünlüsü Bulldog, içeride uyuşturucu kullanıp satın alınabiliyor. Bunun gibi Magic Mushroom Shop’lar da bulunuyor. Bunlar dışında bir de sokak satıcıları bulunuyor, yolda yanınıza yanaşıp uyuşturucu isteyip istemediğinizi soruyorlar, bize bir kere Spui Meydanı’nda denk geldi, kibarca istemediğinizi belirtirseniz uzaklaşıyorlar. Uyarı niteliğinde bu ayrıntıyı da yazmak istedim.

 

Yeme İçme

Gelelim ne yenir nerede yenir kısmına. Öncelikle Amsterdam’da yiyebileceğiniz sokak lezzetlerinden bahsedeyim. Buranın en meşhur sokak yemeği patates kızartması, eğer seviyorsanız her öğününüzü patates ile doldurabilirsiniz.

 

IMG_0051

 

Patates kızartması güzel ancak abartılacak bir tarafı bulunmuyor. Bizce en güzel patatesi yiyebileceğiniz yer Vleminckx. Patatesler kağıt külahlarda servis ediliyor, küçük orta büyük olarak boyutları bulunuyor, sosları ayrıca satılıyor. En küçük boyu 2,5€ civarı, sosların tanesi ise 0,5€.

 

Vlemincx
Vleminckx

 

Diğer bir sokak lezzeti, benim en sevdiğim Stroopwafel. Ne yazıkki çok yerde denk gelmedik, sadece Albert Cuypmarkt’ta yiyebildik. İki waffle’ın arasına (waffle’lar bizim bildiklerimizden değil) karamelli şurup sürülerek, sıcacık servis edilen nefis bir tatlı.

 

Stroopwafel tezgahı
Stroopwafel tezgahı

 

Çikolatalı seçenekleri de bulunuyor. Sadesi 1,5 çikolatalısı 2€. Biz burada yediklerimize bayıldık ancak İstanbul’a dönerken marketlerde satılan paketlerinden de aldık, onlarda en az tazesi kadar lezzetliydi.

 

num num :)
num num 🙂

 

Bir de bizim bildiğimiz waffle’a benzeyen ve sokaklarda daha sık rastlanan waffle’lar bulunuyor. Nutella ve dilediğiniz meyvelerle servis ediliyor. Biz bu waffle’a pek bayılmasakta tadına baktık 🙂 Fiyatları aldığınız meyvelerin gramına göre hesaplanıyor.

 

Waffle yemek ciddi bir iştir :)
Waffle yemek ciddi bir iştir 🙂

 

Bizim deneyimlediğimiz sokak lezzetleri bu şekilde. Oturduğumuz mekanlardan bahsedelim birazda.

Bierfabriek, Dam Meydanı’na yürüme mesafesinde, şans eseri bizim konakladığımız otelin hemen karşısında yer alıyor. Kendi biralarını üretiyorlar, ortam çok güzel ama en güzel tarafı nefis BBQ soslu tavukları. İnanılmaz lezzetli.

 

Nefis tavuklar :)
Nefis tavuklar 🙂

 

Restoranın ortasında yer fıstığı çuvalı var. Ücretsiz olarak istediğiniz kadar alıp yiyebiliyorsunuz. En eğlenceli kısmı ise kabuklarını yere atıyorsunuz, buranın kuralı bu 🙂 Ortalama ödediğimiz hesap 40€.

 

IMG_0064

 

Omelegg, isminden de anlaşılacağı gibi bir omlet restoranı, De Pijp bölgesinde yer alıyor. Sabah kahvaltıları ya da öğlen yemekleri için tercih edebilirsiniz.

 

IMG_0138

 

Omletleri gerçekten çok lezzetli. Porsiyonları doyurucu, omeletler ekmek ve salata ile servis ediliyor. Biz 22€ hesap ödedik, fiyatları aşağıdaki gibi.

 

Omelegg menüsü
Omelegg menüsü

 

Café de Jaren, burası kanal kenarında yer alan, manzarası çok güzel olan bir café restoran. Biz burada yemek yemedik, birşeyler içmeyi tercih ettik. 8€ hesap ödedik.

 

Cafe de Jaren
Cafe de Jaren

 

Winkel 43, Amsterdam’da en güzel elmalı turtayı yiyebileceğiniz café. Biz akşam gittik, o bar konseptli yerden böyle güzel elmalı turta çıkabileceğini tahmin etmedik ancak tadına bayıldık. Mutlaka gidip yemenizi tavsiye ediyorum. Elmalı turtanın porsiyonu 4€ idi.

 

Elmalı turta
Elmalı turta

 

Van Rijn, Rembrandt Meydanı’nda yer alan cafelerden birisi. Yanyana dizilmiş olan, meydanı izleyen, Paris konseptli cafelerden birine, ortamını beğendiğimiz için rastgele girdik. Yine burada birşeyler içtik, meydanı izledik. 6,5€ hesap ödedik.

 

Mekanda selfie çekmişiz sadece :)
Mekanda selfie çekmişiz sadece 🙂

 

The Butcher, Albert Cuypmarkt açık hava pazarı üzerinde bulunan bir hamburgerci. Hamburgerleri güzeldi ancak çok büyük beklenti ile gelmemek lazım 🙂 Boyutları da birazcık küçük. Burada 27€ hesap ödedik.

 

DSC_3090

 

Türkiye’yi özleyenler için Amsterdam’da Simit Sarayı şubeleri bulunuyor, bir tanesi Dam Meydanı’nın çok yakınında. Bir de Güllüoğlu bulunuyor, o da Rembrandt Meydanı yakınlarında.

 

Alışveriş

Amsterdam’dan ne alınır sorusunun ilk cevabı : peynir. Gouda Peyniri buraya özgü en ünlü peynirlerden. Sadece peynir satılan Henri Willig Cheese, De Kaaskamer gibi dükkanlar mevcut ancak marketlerde aynı peynirlerin daha ucuz versiyonlarını bulabilirsiniz. Bu dükkanların tek avantajı tüm peynirlerin tadına bakabiliyor olmanız.

 

Peynir tadımı
Peynir tadımı

 

Albert Heijn buradaki en yaygın ve bizim gördüğümüz kadarıyla tek market zinciri. Market alışverişlerinizi buradan yapabilirsiniz. Yanınızda getirmek üzere çeşit çeşit peynir, stroopwafel ve de ruijter satın alabilirsiniz. De ruijter pasta süslemede kullanılan, renkli şekerlemeler.

 

Albert Heijn
Albert Heijn

 

Hediyelik eşya satan dükkanlardan tahta ayakkabı satın alabilirsiniz. Çiçek Pazarı’ndan Lale Soğanı satın alabilirsiniz.

 

Çiçek Pazarı
Çiçek Pazarı

 

Amsterdam’da her gün kurulan bir bit pazarı da mevcut Waterlooplein. Biz pek memnun kalmadık, küçücük bir pazar ve genelde kıyafet satılıyor, belki sizin ilginizi çekebilir.

 

Waterlooplein Bit Pazarı
Waterlooplein Bit Pazarı

 

Son olarak bizim çok sevdiğimiz, tasarım ürünler satan Flying Tiger isimli bir dükkan var. Fiyatları uygun ve çok ilginç ürünler var. Mutlaka uğramalısınız. Rembrandt Meydanı yakınında yer alıyor.

 

Flying Tiger
Flying Tiger

 

De Bijenkorf, Dam Meydanı’nda bulunan alışveriş merkezi. İçeride mağaza ayrımı bulunmuyor, kat kat kategorilere ayrılmış şekilde.

 

De Bijenkorf
De Bijenkorf

 

Outlet Center’a gitmek isterseniz, ben araştırmalarım sonucu Designer Outlet Roermond’u bulmuştum ancak merkeze 2buçuk saatlik tren mesafesi bulunuyor. Bu sebeple biz gidemedik, vaktimiz kalmadı.

Amsterdam, kanalları,köprüleri ve evlerinin mimarisi ile çok güzel bir şehir ancak diğer Avrupa şehirleri ile kıyaslama yaptığımızda, daha az sevdiğimizi söyleyebilirim. Amsterdam’a gitmişken, Hollanda’nın minik kasabalarını görmeyi de ihmal etmeyin derim. Buradan benim gezdiklerime ulaşabilirsiniz.

Sizler için bir de turist haritası hazırladım, dilerseniz kullanabilirsiniz.

 

Amsterdam Turist Haritası
Amsterdam Turist Haritası