Safranbolu, Kastamonu Gezi Notları

Ramazan Bayramı tatilinde uzun zamandır görmek istediğimiz Karadeniz Turu [1]na çıktık. Rotamız şu şekildeydi Safranbolu-Kastamonu-Sinop-Samsun-Ordu-Giresun-Trabzon-Rize-Artvin. Biz bu rotayı 2014 yılında eşimle gerçekleştirdik, 2015 yılında ise aynı rotaya ailelerimizle birlikte gittik. Ben sizlere iki gezinin özeti şeklinde bir anlatım yapacağım. Tüm Karadeniz Turunu tek bir post altında toparlamak zor olacağından gezimi sizlere parça parça aktaracağım.

İstanbul’dan arabayla yola çıktık, 4 saatlik bir yolculuğun sonunda Safranbolu’ya ulaştık. Safranbolu’ya gelmeden önce Karabük şehir merkezinden de geçtik.

Safranbolu, ismini ilçede yetişen Safran’dan alıyor, orada öğrendim ki Safran çok faydalı olmasının yanında çok da pahalı bir bitkimizmiş, kilosu 20 bin lira civarında.

Köprülü Mehmet Paşa Camii, hemen aşağısında ise İzzet Paşa Camii yer alıyor.

Hepimizin bildiği gibi Safranbolu, eski Osmanlı mimarisini yansıtan Safranbolu Evleri ile ünlü, bu özelliği sayesinde UNESCO Dünya Mirasları Listesinde yer alan minik ilçe.

Safranbolu Evlerinden bir örnek

Safranbolu’da ilk durağımız İncekaya Su Kemeri oldu. Kemer, Tokatlı Kanyonu üzerinde yer alıyor. Dilerseniz Kanyon’da bulunan parkurda yürüyüş yapabilirsiniz. Eskiden Kemer üzerine çıkılabiliyormuş ancak sonradan yasaklanmış.

İncekaya Su Kemeri

Kemerin hemen yanında aynı kanyon üzerinde Kristal Teras bulunuyor. Yerden 80 metre yükseklikte bulunan cam bir seyir terası. Yükseklik korkusu olanlar için üzerine çıkmak zor olabilir ancak göreceğiniz manzaraya değer.

Kristal Teras
Kristal Teras’tan manzara

Daha sonra Safranbolu’nun çarşısını gezdik, burada hediyelik eşya ve el emeği ürünler alabileceğiniz çok fazla dükkan var. Turistler burayı adeta işgal etmiş durumda, adım atacak yer yok desem yeridir.

Safranbolu’dan ne alınır?

Öncelikle ne almazsak olmaz derseniz kesinlikle lokum, çeşit çeşit lokumları var Safranbolu’nun. Çarşıda heryerde satılan ahşap Safranbolu evlerinden alabilirsiniz, ışıklı lamba şeklinde olanları en güzelleri bence. Yine heryerde bulabileceğiz Safran bitkisi, minicik cam kutularda satılıyor ancak fiyatları el yakıyor  🙂 Safran’ın kolonyasını, sabununu, lokumunu herşeyini yapıp satıyorlar. El işlemeli örtüler, havlular, yemeniler, bakır ürünler alabilirsiniz.

Merkezdeki Camii, sağ tarafta kalabalığı görebilirsiniz 🙂

Safranbolu’da ne yenir?

Çarşıda bulunan İmren Restoran’da öğlen yemeğimizi yedik. Safranbolu’nun Peruhi isimli mantısını ve minik sarmalarını denedik. Yanında Bağlar Gazozu içmeyi de ihmal etmedik. Peruhi pek bana hitap etmese de minik sarmalarına bayıldım 🙂

Peruhi, Safranbolu mantısı, içinde kuru süzme yoğurt ve nane var. Üzerine yağda nane ve kırmızı biber kızdırıp döküyorlar. Normal mantı kadar lezzetli olduğunu söyleyemeyeceğim.

Etli Yaprak Sarma, bu sarmalar çok minik ve güveçte üzeri soslu şekilde servis ediliyor, tadı mükemmel.

Bağlar Gazozu, Safranbolu’da yapılan güzel bir gazoz.

Cevizli Yayım, bildiğiniz cevizli erişte.

Peruhi
Nefis Yaprak Sarma

Safranbolu’ya kadar gelmişken lokum almamak olur mu, İmren Lokumcusu‘ndan lokumlarımızı da aldık.

Daha sonra Bulak Mencilis Mağarasına doğru yola koyulduk. Yol merkezden 15 dakika kadar sürüyor, mağaraya ulaştığınızda ise merdivenler çık çık bitmiyor. Mağara yüksek bir tepede yer alıyor.

Sonunda mağara girişine ulaşabildik.

Mağaranın uzunluğu 6km ancak sadece 400 metrelik bölümü ziyaret edilebiliyor.

Bulak Mencilis Mağarası

Mağaranın içinden bir yer altı nehri akıyor. İçeride manevi bir hava yaratılmış ve Temmuz’un sıcağında mağara içi buz gibi 🙂

Mağara dönüşünde manzara çok güzel, Karabük’ü kuşbakışı olarak görebiliyorsunuz.

Mağara dönüş yolu..

Safranbolu turist akınına uğradığı ve çok kalabalık olduğu için burada konaklamak istemedik, ikinci rotamız olan Kastamonu’ya doğru yola koyulduk.

Safranbolu ile Kastamonu arası yaklaşık bir buçuk saat sürüyor. Kastamonu, tarihçesi binlerce yıl öncesine dayanan, önemli uygarlıklara ev sahipliği yapmış bir şehir. Şehrin her yanında camiler, külliyeler, medreseler ve türbeler bulunuyor.

Kastamonu Merkez ve Nasrullah Camii

Kastamonu’da şehrin ortasından kanal geçiyor, aynı Avrupa şehirlerindeki gibi 🙂 Şehrin en sevdiğimiz özelliği bu oldu.

Kastamonu’dan ne alınır?

Kastamonu’dan çekme helva alabilirsiniz, pişmaniyenin sıkıştırılmış hali olarak düşünebilirsiniz. Dokuma ürünler, ahşap hediyelik eşyalar, çarşaf bağları, çarşıda heryerde olan pastırmacılardan pastırma alabilirsiniz. Kastamonu’dan ayrılırken Taşköprü Sarımsağı almayı da ihmal etmeyin.

Merkezde kuşları beslerken

Kastamonu’da ne yenir?

Kastamonu’nun Pastırmalı Ekmeği, Banduma’sı ve Tirit Kebabı meşhur. Biz hepsini denedik, Pastırmalı Ekmeği Vedat Milor’un da gittiği Haneden Pide’de yedik, girişine kocaman Vedat Milor posteri asmışlar 🙂 Tirit ve Banduma’yı ise Munire Sultan Sofrasında deneyimledik.

Pastırmalı ekmek, kapalı pide gibi içinde pastırma olan bir yemek çeşidi.

Banduma, hindi eti, ceviz ve hamurdan yapılıyor. Tadını ben çok beğendim.

Simit Tiridi, biraz mantıya benziyor, simit yoğurt ve kıyma ile yapılıyor, kıyma tüm malzemelerin üzerine dökülüyor. Açıkçası bize pek hitap etmedi.

Pastırmalı ekmek

Karadeniz Turumuzun ilk gecesinde burada konakladık. Kadıoğlu Konak [2] adında tarihi bir konakta. Buraya tek kelimeyle bayıldık, sahipleri çok tatlı insanlar, konak çok güzel, bahçesi çok güzel, yine gitsek yine orada kalmak isteriz 🙂

Kadıoğlu Konak

Turun ilk ayağını böylece tamamlamış olduk. Sinop’a doğru yol alırken Taşköprü’den sarımsak satın aldık. Gezimiz devam ediyoorr..

Karadeniz Turu’nun diğer yazıları için tıklayabilirsiniz. [1]

Kastamonu Türkiye’nin neresinde?