-
NE ZAMAN GİDİLİR?Her Mevsimde
-
KAÇ GÜNDE GEZİLİR?3-4 Gün
-
ULAŞIM - UÇAK
Gaziantep Havalimanı
1 Saat 40 Dakika -
ULAŞIM - OTOMOBİL
1.150 Km
12-13 Saat -
NE YENİR?
Katmer, Beyran, Simit Kebabı, Küşleme, Baklava
-
NE ALINIR?
Antep Fıstığı, Bakır, Baharat, Zahter, Menengiç
Gezi Tarihi : Aralık 2016 Gezi Süresi : 2 Gece
Gaziantep, uzun zamandır görmek istediğim şehirlerden biriydi, yurt dışı seyahatleri gerçekleştirirken, kendi ülkemizin güzelliklerini görmezden gelmek olmaz düşüncesindeyim. Bu sebeple gezilerimizi hem yurt içi hem yurt dışı ayarlamaya çalışıyorum. Gaziantep’te bizi en çok cezbeden, Unesco Yaratıcı Şehirler Ağı’na, gastronomi alanında giren mutfağı oldu. Hafta sonu kaçamağı yaparak Gaziantep’e yemek turu düzenledik, onun dışında kültürel güzellikleri de şahaneydi, gerçekten bizi kendine hayran bıraktı.
Ulaşım
Gaziantep’e uçakla ulaşım sağladık. Yolculuğumuz yaklaşık 1 saat 45 dakika sürdü. Gitmeden önce, kolaylık olması adına, araba kiralamıştık, havalimanından aracımızı teslim aldık ve merkeze yaklaşık 20-25 dakika içerisinde ulaştık. Araba kiralamayanlar, Havaş ile de merkeze ulaşım sağlayabilirler.
Konaklama
Otel olarak Hampton By Hilton Gaziantep’i tercih ettik. Hem merkezi konumu, hem dört dörtlük kahvaltısı, hem uygun fiyatı ve hemde konforlu odalarıyla bizi hiç pişman etmedi. Ücretsiz vale hizmetleri sayesinde aracımıza park yeri aramak zorunda da kalmadık. Kısacası fazlasıyla memnun kaldık. İki gece için kahvaltı dahil 310TL ödedik. Kesinlikle herkese tavsiye edebilirim.
Gezilecek Yerler
Gezmeye şehrin merkezi kabul edebileceğimiz Gaziantep Kalesi’nden başlayabiliriz. Kalenin ne zaman ve kimler tarafından yapıldığı bilinmemekle birlikte, Roma döneminde gözlem amaçlı kullanıldığı ve günümüze gelene kadar pek çok kez restore edildiği söyleniyor. Şehre hakim bir konumda yer alan kaleye giriş ücretsiz. İçerisinde Gaziantep Savunması ve Kahramanlık Panoraması Müzesi bulunuyor. Müzenin ortamı ve içerisinde devamlı yayınlanan belgesel gerçekten çok etkileyiciydi.


Şehirde gezilmesi gereken küçük müzeler kalenin etrafında konumlandırılmış. Hemen arka tarafında Gorgo Medusa Arkeolojik Cam Eserler Müzesi yer alıyor. Tarihi üç antep evinin restore edilmesi ile oluşturulan müze, yaklaşık 3bin eserden meydana geliyor. Avlusunda güvercinlerin yer aldığı, huzurlu bir ortamı olan ve zaman zaman içerisinde cam üfleme gibi gösterilerin yapıldığı müze, bize pek bir bakımsız geldi. Giriş ücreti 4lira olan müzeyi vaktiniz kısıtlı ise ziyaret etmeseniz de olur diye düşünüyorum.

Hamam Müzesi, yine kale çevresinde yer alan müzelerden. Paşa Hamamı olarak uzun yıllar hizmet veren yapı, sonradan restore edilerek müze haline getirilmiş. O dönemde kullanılan hamam eşyaları, balmumu heykeller kullanılarak canlandırılmış ve çok tatlı bir müze haline getirilmiş. Girişi ücretsiz.

Müze ücretsiz olduğu gibi, içeride bulunan sabun yapılabilen uygulama da ücretsiz. Bıttım’lı, Defne Yapraklı ve Gül’lü sabun yapabiliyorsunuz. Benim sabun elde ettiğim videoyu buradan izleyebilirsiniz.
Emine Göğüş Mutfak Müzesi, küçük müzelerden sonuncusu, Hamam Müzesi’nin biraz ilerisinde yer alıyor. Müzeye giriş ücreti 1lira. Tarihi bir konakta yer alan müze içerisinde, Gaziantep’in geleneksel mutfak kültürü, yemekleri, yöresel kıyafetleri, mutfak araç gereçleri, balmumu heykeller eşliğinde canlandırma yapılarak sergileniyor.

Müzelerden aşağı doğru yürümeye devam edince çarşılar başlıyor. İlk önce Zincirli Bedesten karşılıyor sizi. Tarihi bir çarşı olan bu yerde baharatçılar, antikacılar, bakırcılar bulunuyor.

Zincirli Bedesten’in daha da aşağısında meşhur Bakırcılar Çarşısı yer alıyor. Bakır ürünlerin satıldığı bu çarşının ve diğer tüm çarşıların, Pazar günleri çok hareketsiz olduğunu, tek tük dükkanların açık olduğunu unutmayın ve alışverişinizi Pazar gününe bırakmayın derim. Biz Bakırcılar Çarşısı’na Pazar günü gittiğimiz için hiç keyif alamadık.

Bakırcılar Çarşısı’nın hemen çaprazında Almacı Pazarı yer alıyor. Burası daha çok baharat, fıstık, salça, çay, kurutulmuş ürünler gibi gıda malzemelerinin satışının yapıldığı yer olarak varlığını sürdürüyor. Ben baharatları ve baharat alışverişini çok sevdiğim için tam olarak bana hitap etti. Biz alışverişimizi pazarın ikinci bölümünde yer alan Şenci Gıda’dan yaptık. Sahipleri çok iyi insanlardı, sizinde yolunuz düşerse mutlaka ürünlerine göz atın derim. Pazardan neler aldığımızı ‘Alışveriş’ başlığı altında detaylı şekilde anlatacağım 🙂
Çarşı kısmını bu şekilde tamamladığımıza göre, daha dışarıda yer alan yerlere geçebiliriz. Bunlardan ilki, benimde çok merak ettiğim Zeugma Mozaik Müzesi. Müzeye giriş ücreti 15lira, hemen girişte üç boyutlu belgesel filmini izlemek isterseniz 5lira daha ödemeniz gerekiyor. Bence kesinlikle izleyin ve Zeugma şehri ile ilgili bilgi sahibi olun derim.
Zeugma, Roma’nın doğu sınırında yer alan en büyük kentiymiş. Özellikle konut mimarisi çok görkemli detaylarla süslenmiş. M.S 256 yılına kadar bu ihtişamıyla ayakta kalmış ancak sonrasında, bölge hakimiyeti kaybedilmiş ve şehir yıkılıp yağmalanmış. Yüzyıllarca toprağın altında kalan bu şehir, 1987 yılında başlanan kazılarla gün yüzüne çıkarılmaya başlanmış. Asıl şehir kalıntılarına 2000 yılında ulaşılmış, ikiz villalar ve bu villalarda yer alan yüzlerce metrekare taban mozaiği, duvar resmi ve Mars Heykeli çıkarılmış. 2011 yılında ise müze inşası ve eserlerin yerleşimi tamamlanarak ziyarete açılmış.


Türkiye’de gezdiğimiz müzeler arasında, beni en çok etkileyen müze burası oldu. Sadece bir konuda hayal kırıklığına uğradım, müzenin en önemli parçası olan Çingene Kızı mozaiğini, hayalimde o kadar büyütmüşüm ki, kocaman bir mozaik ile karşılaşacağımı düşünüyordum, karanlık bir labirentten geçtikten sonra, karşımıza küçücük bir mozaik çıktı. Tabi bu hayal kırıklığı tamamen benim beklentilerimden kaynaklı, yoksa müzeye tek kelimeyle bayıldım!


Bir diğer gezilecek yer, Bey Mahallesi, tarihi Antep evlerinin bulunduğu ve bazılarının içine girilebilindiği bir mahalle. Biz buradan sadece arabayla geçtik. Yine bu bölgede Oyuncak Müzesi ve Hasan Süzer Etnografya Müzesi bulunuyor ancak biz vaktimiz kısıtlı olduğu için ziyaret edemedik.
Son olarak biz Masal Parkı’na gittik ancak pek bir özelliği olduğunu söyleyemeyeceğim. Çocuklu gezginseniz ziyaret edebilirsiniz.

Şehir dışında nerelere gidebiliriz derseniz, Halfeti’yi mutlaka ziyaret edin derim. Benim Halfeti Notlarıma buradan ulaşabilirsiniz. Halfeti’ye giderken vaktiniz var ise Birecik’e uğrayıp, Kelaynak Üretim İstasyonu’nu ziyaret edebilir, patlıcan ve haşhaş kebabı yemek için Gülbaba Lokantası’na uğrayabilirsiniz.
Vaktiniz bol ise ve ilginizi çekerse, şehrin 100km dışında yer alan, antik çağın sanat merkezi olarak anılan Yesemek Açık Hava Müzesi’ni ziyaret edebilirsiniz.
Yine yeterli vaktiniz var ise, Şanlıurfa’nın Gaziantep’e uzaklığı 150km olduğu için, iki şehri birleştirip bir gezi planı hazırlayabilirsiniz.
Yeme İçme
Gelgelelim Gaziantep’te en can alıcı konuya 🙂 Bildiğiniz gibi Gaziantep Mutfağı, Unesco ‘Yaratıcı Şehirler Ağı’na dahil edildi, dünyada sayılı şehre (sanırım 18) verilen bu ünvana sahip, Türkiye’den tek şehir Gaziantep. Bizimde Antep’e gitmemizin başlıca sebebi yemekleri oldu 🙂 Nerelerde neler yedik birazda onlara göz atalım, dikkat karnınız aç ise yazının bundan sonraki kısmını okumayın 🙂 Biz tokken bile onuda yiyelim, bunuda deneyelim demekten kaç kilo alıp döndük, benden söylemesi 🙂
Ben bundan böyle, Gaziantep denilince ilk aklıma gelen ve sadece onun için bile Antep’e gidebileceğim lezzetle başlamak istiyorum. Katmerci Zekeriya Usta, sabah 6da açılan ve öğren 1e kadar katmer servisi yapan, sabah gidip bir bardak süt eşliğinde yediğiniz katmer sonrasında, ‘Allah’ım bugüne kadar katmer diye bize ne yedirdiler’ diyebileceğiniz muhteşem lezzet.
Porsiyonları çok büyük, kaymak ve fıstık birleşince birazda ağır olabiliyor, biz ilk gittiğimizde iki tane söyledik ancak garsonları, sizi iki tane yiyemeyeceğiniz konusunda uyaracak ve bir tane getirecek kadar samimi ve tatlılar 🙂 Ustalarına zaten söyleyecek laf yok, her sabah sizi kapıda karşılar, ilgilenir, üşümeyin rahat edin diye elinden geleni yapar, mutfağa istediğiniz gibi girip video çekmenize izin verir, birde üstüne artık evde dener yaparsınız diye sizi güldürür 🙂 Kısacası Gaziantep’te asla es geçilmemesi gereken yer Katmerci Zekeriya Usta. Her sabah buraya gittik, ellerimizle yediğimiz o sıcacık katmerin tadını unutamıyoruz. Burada ödediğimiz hesap 18-20lira.

İmam Çağdaş, Antep’e gitmeyenlerin bile mutlaka duyduğu, ünü İstanbul’a kadar yayılmış olan bir restoran. Hemen Zincirli Bedesten’in orada bulunan restorana gidip, menüye bakınca gözünüz dönebilir, her şeyden sipariş etmek isteyebilirsiniz. Ben size ufak bir tüyo vereyim, Simit Kebabı, Ali Nazik ve Patlıcan Söğürme eşliğinde Lahmacun söyleyin kesinlikle pişman olmazsınız. Arkasından da havuç dilimi baklava. Biz şehre adım atar atmaz buraya geldik ve 80lira hesap ödedik.


Metanet Lokantası, sabahları sıcacık beyran çorbasıyla güne başlamak isteyeceğiniz bir lokanta. İçerisinde bolca et ve acı biber barındıran bu çorbayı, İstanbul’da hep Dürümcü Emmi’de yerdik ve çok severdik. Metanet’teki çok farklıydı çünkü çorbadan ziyade yemek gibiydi, tadı çok güzeldi ancak eti çok yoğundu. Eşim çok beğendi, bana birazcık ağır geldi, özellikle sabahları yemek için. Et seven biriyseniz mutlaka burayı da es geçmeyin. İki çorba için ödediğimiz hesap 30lira.

Kebapçı Halil Usta, bir diğer favorimiz. Zeugma Müzesi’nin hemen arkasında bulunan ve 16.30’a kadar açık olan, Pazar günleri ise kapalı olan bir lokanta. Buranın olayı Küşleme, küşleme söylenenlere göre, her bir kuzunun sırt bölgesinden yaklaşık 150gr kadar çıkan, sinirsiz ve çok lezzetli bir et türü. Haliyle de çok değerli. Kimileri küşneme desede, bana doğrusu küşlemeymiş gibi geliyor ya da ben öyle duydum 🙂 Hayatımız boyunca yediğimiz en lezzetli et olabilir kendisi, Halil Usta’da küşleme yemeden Antep’ten ayrılmayın ve lokantada kendinizi garsona bırakın, küşleme dahil karışık bir sofra kursun size, kaşık salataları bile yediklerimiz arasında en iyisiydi, o kadar söylüyorum 🙂 Burada ödediğimiz hesap 80lira.

Löküs Ciğer, ömrü boyunca ciğer yemeyen ve sevmeyen bana bile ciğeri sevdiren mekan. Önceden yediğim ciğerlerde böyle lezzetli olsaydı severdim elbet ama malesef böylesine denk gelmedim. Ciğerci, kaleye yakın bir konumda yer alıyor, burada ödediğimiz hesap 35lira.
Erçelebi Kömürde Kadayıf, çarşının biraz dışında yer alan bir mekan, kömür ateşinde pişirdikleri kadayıf ve künefe ile ünlü. Yanında bir bardak sütle ikram edilen tatlılar gerçekten çok lezzetliydi. Burada ödediğimiz hesap 24lira.

Çulcuoğlu Et Lokantası, diğer saydığım restoranlara kıyasla daha standart lezzetlere sahip, tabi burada standarttan kastım Gaziantep standartları 🙂 Buranın olayı şöyle, fix menüleri var, çorbasından tutunda, karışık kebabına, mezelerine, salatalarına, içeceklerine, ara sıcaklarına, tatlılarına, meyvelerine kadar. O kadar tıka basa doyuyorsunuzki, yiyemem diyorsunuz yersiniz diyorlar, bunu hiç almayalım diyorsunuz kabul etmiyorlar, o kadar ısrarcılarki, her şeyi ayrı fiyatlandırdıklarını düşünüyorsunuz ama kasaya geldiğinizde ödediğiniz hesap sadece kebabı ve ara sıcakları kapsıyor. Olur mu biz dünyaları yedik, bu hesap çok az diye itiraz ediyorsunuz, onlar bizim her zamanki ikramımız diyorlar. Anlayacağınız çok tatlı ve samimi çalışanlara sahipler. Burada ilk defa, eşim Osman’ın yiyemiyorum, patlamak üzereyim dediğini duydum, daha önce hiç böyle bir şey için şikayet etmemişti 🙂 Burada ödediğimiz hesap şaka gibi ama 58lira.
Koçak Baklava, en güzel baklavayı nerede yeriz araştırmaları yaparken karşıma çıkan birkaç yer arasındaydı. Burayı tercih ettik, çok nezih bir ortamı var, baklavaları taze ve çok lezzetli, porsiyonları çok büyük, sipariş verirken bu durumu göz önünde bulundurun. En güzel tarafı paket servisleri var, geçen yine canımız çekti ve websitesinden sipariş verdik, ertesi gün yine aynı tazeliğinde elimize ulaştı. Sizde bu adresten sipariş verebilirsiniz, baklavanın kilosu 60 lira, standart kargo ücretleri ise 10lira.
Tahmis Kahvesi, bizim her akşam oturmaya gittiğimiz, menengiç kahvesi ve zahter çayı içtiğimiz, ortada yanan sobanın çıtırtıları eşliğinde tavla oynadığımız çok tatlı bir mekan. Açıkçası ben buraya bayıldım, sıcacık tarihi bir kahvehane. Nargile içilebilen açık alanı da vardı ama biz hep içeride oturduk. 12-15 lira arasında hesap ödedik.

Gittiğimiz mekanlar bu şekilde, birde not aldığımız ama gidemediğimiz yerler var, hızlıca onlardan da bahsedeyim, sizin daha fazla gününüz olursa gidip yemeklerini tadabilin 🙂 Baklavacı Zeki İnal, şöbiyet baklava konusunda bir numara sayılan tatlıcı. Aşina Gaziantep Mutfağı, Yuvalama, Dolma, İçli Köfte, Sarımsak Kebabı gibi Antep yemeklerini tadabileceğiniz yöresel bir restoran. Dürümcü Recep Usta, Nohut Dürüm yiyebileceğiniz en iyi mekanlardan. Orkide Pastanesi, köy kahvaltısı ve arap köftesi methedilen, birazcık çarşı dışında yer alan bir pastane. Tostçu Erol, instagramda sık sık denk geldiğim, sucukları pişirip üzerine yumurta döken ve içerisine eklediği malzemelerle ağız sulandıran bir tostçu 🙂

Alışveriş
Gaziantep, alışveriş anlamında da çok verimli bir şehir, özellikle yiyecek ve içecek anlamında.
İlk akla gelen tabiki Antep Fıstığı, biz fıstığı Almacı Pazarı’nda Şenci Gıda’dan aldık. Çeşit çeşit fıstık var, tadına bakıp, fiyatlarına göre hangisini alacağınıza karar verebilirsiniz.
Zahter, bir çeşit dağ kekiği, kahvaltılık çeşidi ve çay için otu satılıyor. Zahterin birçok faydası var, araştırıp okuyabilirsiniz. Bizde otundan satın aldık, demlenmiyor, bardağın üzerine süzgeci koyup, süzgece bir tatlı kaşığı kadar zahteri ekliyorsunuz ve üzerinden sıcak su döküyorsunuz, ilk suyu döküp ikinci suyu çay olarak tüketebiliyorsunuz.
Menengiç Kahvesi, yine faydaları saymakla bitmeyen, macun kıvamında, süt ile birlikte pişirilen bir kahve çeşidi. Normal kahvelere hiç benzemiyor, herkesin damak tadına hitap edecek bir kahve çeşidi değil ancak severseniz Tahmis markası altında satılıyor, onlardan satın alabilirsiniz. Pişirirken bir fincan süte, bir çay kaşığının ucuyla kahve ekleyip karıştırarak pişiriyorsunuz.
Nar Ekşisi ve Salça’nın (özellikle biber salçası) doğal hallerini satın alabilirsiniz. Bizim marketten aldığımız ürünlere hiç benzemiyorlar. Almacı Pazarı’nda tatlarına bakarak satın almanız mümkün.
Baharat, her çeşit baharatı yine Almacı Pazarı’nda bulabilirsiniz, özellikle kırmızı biber, sumak, isot gibi baharatları kullanıyorsanız burası satın almak için doğru adres.
Kuru biber, patlıcan, kabak, benim gibi dolmayı çok seviyorsanız satın alabilirsiniz. Yine bizim İstanbul’da alıp kullandıklarımızdan çok farklılar.
Baklava, sonradan uçakta herkesin elinde görüpte pişman olmamak için almanızı tavsiye ederim. Biz almadık, sonra baktık ki herkes kutu kutu baklava götürüyor, keşke bizde alsaydık dedik 🙂
Bakır ürünler, Bakırcılar Çarşısı’ndan kahve fincanları, tepsiler, tencereler, cezveler, ne ararsanız mevcut, hediye olarakta satın alabilirsiniz. Çok güzel el yapımı hediyelikler var, fiyatları makine yapımlarına kıyasla çok yüksek ancak sadece bakınca bile aralarındaki farkı anlayabiliyorsunuz.
Son olarak bizim gidemediğimiz Yemenici Hayri Usta var, Harry Potter, Truva, 300 Spartalı gibi filmlere yemeni yani ayakkabı yapan dükkan çarşıda yer alıyor. Gidemezseniz online satışı da var, buradan inceleyebilirsiniz.

Bizim Gaziantep gezimiz bu şekilde son buldu, şehri çok sevdik, yemekleri çok sevdik, insanlarını çok sevdik. Fırsatımız olunca tekrar gitmeyi çok isteriz, hafta sonu kaçamağı bile olsa, bir gececik bile kalacak olsak Antep’e gitmeye değer. Umarım sizde bu güzel şehrimize yolunuzu düşürürsünüz. Son olarak hazırladığım haritayı aşağıya ekliyorum, sizde gezilerinizde kullanabilirsiniz.
Bu sayfayi bulduguma cok sevindim. Bu yaz tatilde Kahramanmaras, Gaziantep, Urfa gezisi yapmak istiyorduk. Bilgilerinizden yararlanacagim.
Gezi sonrasi bende yorumumu burada yapacagimi bildirmek isterim. Benden sonra gitmek isteyenlere düsünceleri aktarmak ve o düsüncelere ulasmak cok güzel.
Selamlar
Merhabalar, yorumunuz için teşekkür ederim 🙂 Şanlıurfa yazısı da hazırlayacağım aslında, bizde yakın zamanda gittik ama henüz yazamadım, sormak istedikleriniz olursa yardımcı olmaya çalışırım. Dönüşte yorumlarınızı bekliyoruz o zaman, çok güzel yerlere gidiyorsunuz, keyfini çıkarın 🙂
13-15 Nisan arasında Gaziantep’ de idim. Yani yediklerimi daha eritemedim. Kesinlikle gezilmesi, görülmesi gereken bir yer. Öncelikle yazdıklarınız çok faydalı oldu benim için. Gitmeden önce tecrübeleriniz baya bi işimize yaradı. Nacizane ben de bir kaç gözlemimi faydalı olabilmek açısından paylaşmak isterim.
Öncelikle Gaziantep halkı gerçekten çok milliyetçi. Maalesef buralarda tam tersi yansıtılıyor. Gidip görmek lazım. Neredeyse her yer türk bayrakları ile dolu, gençlerin üzerinde türk bayraklı t-shirtler, evlerin balkonlarında türk bayrakları. Gerçekten çok duygulandım. Gazi ismini sonuna kadar hak ediyorlar.
Otel olarak çok vasat bir oteli tercih ettik, malum bütçe kısıtlı olunca otele para vereceğimize yemek ve alışverişe harcarız düşüncesi ile şehir merkezinde olduğu için Yunus Otel ile anlaştık. Geceliği oda kahvaltı kişibaşı 100TL. Kesinlikle tavsiye etmiyorum. Her yerinden pislik akıyor. Perdeler koyu gri, belki 5 yıldır yıkanmamış. Soğuk suya bile batırsalar biraz olsun beyazlar. Banyosuna girmeye cesaret edemedim. Mecburen bir gece kalıp hemen otel değiştirdik. Hilton vb. kurumsal oteller haricindeki diğer tüm otellerde durum çok da parlak değil. Özellikle şehir içindeki oteller kesinlikle yatırım yapmıyor. Resepsiyondaki kişiler yataktan kalktığı gibi gelmiş, ayağında terlikler, ütüsüz gömlek, pantalon, masalarda ütüsüz örtüler, asansör 1970 lerden kalma. Tabi ki geceliği kişi başı 100-140TL arasındaki otellerde bu geçerli.
Gitmeden önce forumlarda nerede ne yenir araştırması yapmıştım, şu anda sizin yaptığınız gibi şunu söylemek isterim, lezzet gerçekten on numara fakat görsel sunum çok zayıf. Metal tabak içerisinde üç-beş parça et koyuyorlar, yanına ne bulgur, ne yoğurt vb. bomboş tabak geliyor. Belki otantik ve orjinallik amaçlanıyor dur. İmam Çağdaş ta 36TL ye Küşleme yeseniz de, 7,5 TL ye bir adet lahmacunda yeseniz tabak aynı tabak. Tamamen kişisel düşüncem, kimi arkadaş da böyle olması gerektiğini düşünebilir. Saygı duyarım.
İmam Çağdaşın iki dükkan yanında Yesemek Yöre yemekleri var. Ben orayı da tavsiye ederim. Kebap haricinde yöresel sulu yemek çeşitlerini bulabilirsiniz.
Metanet lokantasında Beyran yemeği (Çorba olmadığını ısrarla ifade ediyorlar) on numara beş yıldız. Yalnız acı yiyemiyorsanız acısız söylemeyi unutmayın. Standart gelen çorba acıyı seven benim bile zorlanmama sebep oldu. Kırmızı rengi tamamen acı biberden geliyor. Acı ile arası olmayanlar acısız söylesinler. Arkasına katmerci Zekeriya dan Katmer çok yakışıyor. Yemeklerden aklımda kalan tamamen beyran oldu.
Tahmis kahvesinde menengiç kahvesini denemeden kesinlikle Gaziantep’ten ayrılmayın. Kimi ağız tadına uygun değil fakat ben çok beğendim. Sağlık açısından da sayısız faydaları var. Baharatçılar çarşısında taze çekilmiş macun kıvamında menengiç aldım. Küçük kavanoz 10TL büyük kavanoz 15TL.
Fıstık, salça, lokum, çay, kuru patlıcan, biber, nar ekşisi vb. ihtiyaçlarınızı Osmanbey Gıda (Tahmis kahvesinin tam karşısı) dan almanızı tavsiye ederim. Onur isminde bir delikanlı var. Sahibinin oğlu. Bu kadar mı güler yüzlü, bu kadar mı ikramı seven bir esnaf olur. Fiyatlarda baya da bir indirim yaptı. Alış veriş sırasında çay ve ikramların biri gitti biri geldi. Resmen karnınızı doyuracak kadar fıstıklar, lokumlar, fıstıklı muskaları siz istemeseniz de elleri ile ikram edip yediriyorlar. Tabi diğer esnaf ta çok yardımsever, resmen elleri ile besliyorlar.
Akşam gezerken, sokak aralarındaki satıcılar mangalı yakıp, birazda kuyruk yağı yaktıklarında miss gibi kokular etrafı sarıyor. Büyülenmiş gibi direkt sokaktaki masalarına oturuyorsunuz. Fakat tavsiye etmem. Sıradan bir dükkan önüne kurulan bir masaya çöktük. 4 kişi ciğer dürüm söyledik. Ekstra sadece 2 ayran vardı. Gelen hesap 84TL. Ciğerinde çoğunu kedilere verdik çünkü sertti. Kesinlikle hepsi için söylemiyorum. İmam Çağdaş ta gerçekten kaliteli et yiyorsunuz. Ödediğimiz hesap dört kişi 130TL. Bu lezzete bu fiyat çok tatmin edici.
Dürümcü deyince çok sıradışı bir yeri tavsiye ederim. Bildiğiniz dürümcülerden değil, şehrin içinde ismi “Dürümcü Habeş” yerel halk özellikle gençler rağbet ediyor. Pidenin içine (orada ekmek kültürü yok) kızartılmış, baharatlı nohut, patlıcan kızartması, ökçe otu, patates kızartması koyuyor ve dürüm yapıp ikram ediyor. Nohutun bu kadar lezzetli halini yememiştim. Fiyatı ise sadece 4TL. Tıka basa doyuyorsunuz. Ama tadı gerçekten çok müthişti. İlk başta ciğer koydurdum pidenin içine fakat ilk defa geldiğimi görünce ciğer yeme nohut ye diye uyarıp nohutla dürüm yaptı. Gerçekten iyi bir seçim oldu. Fiyat performans olarak çok tatmin edici.
Çarşının içerisinde Millet Han’ ı var. Sıra Gecesinin gündüz hali 🙂 Yerel türkü söyleyen çalgıcı grup size kahvelerinizi içerken performans sergiliyor. Çok beğendim. Akabinde masaları dolaşıp bahşiş topluyorlar. Fakat Millet handa oturduğumuzda iki türk kahvesi, iki de soda-limon içtik. Gelen hesap 30TL. Türk kahvesinin fiyatı 9TL. Tahmis de bile menengiç kahvesi 6TL. Bazıları işi gerçekten ticarete dökmüş. Şunu belirteyim oraya giderken tavsiye edilen tüm noktalarda yemek yedik ki yemek içmek konusunda ödediğim para hiç bana dokunmaz. Çünkü başka yerde yeme imkanı bulamayacağım ömrümde de ilk defa gittiğim bir yerde tabiki para mevzu değil. Fakat her yerde içebileceğim türk kahvesine 9 lira ödemek ki memengiç gibi çok özel ve mükemmel bir lezzete 6 lira ödediğim de bu fiyat pahalı geldi.
Zeugma müzesini kesinlikle tavsiye derim. Resmen büyüleniyorsunuz. Giriş ücreti 15TL kişi başı. İçeride 3 boyutlu 12 dakikalık tanıtım filmini seyrettik kişi başı ücreti 5 TL. Kaçırmamanızı tavsiye derim. Diğer şehir içindeki müzelere giriş fiyatı 2TL.
Sokaklar gerçekten çok temiz. Belediye on numara iş yapıyor. Tüm tuvaletler ücretsiz ve temiz.
Bakırcılar çarşısında bir çok şey bakır görünümlü döküm. Fiyattan zaten anlarsınız. Gerçek el yapımı bakır ürünler kendini belli ediyor.
Bir tavsiyem de araba kiralayacak olanlara gelsin. Hava alanında araba kiralamayı düşündük. Nedense vazgeçtik. İyi ki de vaz geçmişiz. Şehir küçük olduğu için araba gerçekten külfet olacaktı. Zeugma müzesi hariç her yere yürüyerek gittik. Tüm lokasyonlar şehir içinde ve çok yakın. Yediklerinizi de eritmek için birebir. Merkezden Zeugma müzesi taksi ile 15TL yazıyor. Onun dışında arabaya hiç ihtiyacımız olmadı. 100-600 mt mesafede tüm uğrak noktaları toplanmış. Hava alanından Havaş ile kişi başı 9TL ye şehir merkezine ulaştıktan sonra arabaya hiç gerek duymadık.
Kısacası gerçekten gidilip görülmesi gereken bir şehir. Biz çok memnun kaldık.
Merhabalar, detaylı yorumunuz ve bilgilendirmeleriniz için teşekkür ederim. Otel konusunda şanssızlık yaşamanıza üzüldüm ancak biz Hilton’da daha ucuza kaldık, fiyatlar mı yükseldi acaba? Sizin aklınız beyranda kalmış, benim Katmerci Zekeriya Usta’da 🙂 Söylediğiniz her şeye katılıyorum, güzel bir seyahat geçirmenize çok sevindim.
Aşçılık bölüm öğrencilerimle Gaziantep’e gezi planı yapıyorum. Gaziantep’e ilk gidecek olmam ve de grubun sorumluluğu var üzerimde. Gezi notlarınız, gezi planı oluşturmamda çok katkı sağladı. Emeğiniz ve duyarlılığınız için size çok teşekkür ediyorum. Elinize sağlık…
Merhabalar, yorumunuz için çok teşekkür ederim. Tam olarak konunuzun membağına gidiyorsunuz 🙂 Yazımı faydalı bulmanıza çok sevindim, umarım geziniz kusursuz geçer, şimdiden afiyet olsun 🙂
Flash kullanmanız yasak olan bir yerde kullanmışsınız.
Zeugma/Çingene kızının odasında flash yasağı var ve görevliler herkesi uyarıyor.
Her kim flash kullanırsa kınıyorum.Kurallara uyulması,başkalarının eser ve haklarına saygı gösterilmesi demektir..
Flash kullandığımdan ne kadar eminsiniz, fotoğrafı ham haliyle buraya koymadığımı, efekt verdiğimi düşünmek ve bunu sormak bu kadar zor olmasa gerek.. Siz sormadınız ama ben cevap vereyim, bu fotoğrafı çekerken flash kullanmadım, kurallara uyan ve tarihi değerlere saygı gösteren biriyim. Fotoğrafın ham hali çok karanlık olduğu için photoshop üzerinde parlaklığını arttırıp efekt verdim. Beni tanımadığınız halde önyargılı bir biçimde bu yorumu yazdığınız için kendinizi kınamalısınız. Yurt dışında gördüğüm, ülkemizden kaçırılan eserleri gördükçe kahrolan biriyim, yazılarımı takip eden insanlar her seferinde neden biz koruyamadık, neden başka ülkelerde sergileniyor diye yakındığımı çok iyi bilir. Bu kadar değer verdiğim eserlere nasıl zarar vermeyi düşünebilirim? İnsanları kınamadan önce sorgulamayı denerseniz daha doğru tespitler yapmış olursunuz.
Gaziantepe geldik…notlarin bize yardimci oldu…çook tesekkur ederiz emeğine sağlık..
Nilay Hanım Merhaba, yorumunuz için teşekkür ederim, yazılarımın yardımcı olmasına sevindim 🙂 Keyifli geziler.
Bilgileriniz muhteşem. Bu ikinci gidişim olucak. İlki 15 yıl önceydi. Biletler alındı. Kasım başı oradayız kısmetse.
Merhaba, beğenmenize sevindim 🙂 Bizimde yeniden gitme planımız var, Gaziantep’e doyamadık 🙂 Seyahatiniz çok güzel geçer umarım, sevgiler.
Tek tek not aldım, çok teşekkür ederim, önümüzdeki hafta gidiyoruz.
Merhaba Belgin Hanım, umarım notlar işinize yarar, seyahatiniz çok keyifli geçer. Sevgiler 🙂
Gaziantep, mutlaka her gezginin veya gezmeyi, seyahat etmeyi, yola çıkmayı seven herkesin ziyaret etmesi gereken bir yer. Oralara gidip, ünü dünya üzerinde tanınmış olan mutfağının güzel lezzetlerinin tadına bakılmalı 🙂 Bu güzel paylaşım için teşekkürler
Kesinlikle katılıyorum, yorumunuz için de teşekkür ederim 🙂