• NE ZAMAN GİDİLİR?
    Her Mevsimde
  • KAÇ GÜNDE GEZİLİR?
    3-4 Gün
  • ULAŞIM - UÇAK

    Gaziantep Havalimanı
    1 Saat 40 Dakika

  • ULAŞIM - OTOMOBİL

    1.150 Km
    12-13 Saat

  • NE YENİR?

    Katmer, Beyran, Simit Kebabı, Küşleme, Baklava

  • NE ALINIR?

    Antep Fıstığı, Bakır, Baharat, Zahter, Menengiç

Gezi Tarihi : Aralık 2016 Gezi Süresi : 2 Gece

Gaziantep, uzun zamandır görmek istediğim şehirlerden biriydi, yurt dışı seyahatleri gerçekleştirirken, kendi ülkemizin güzelliklerini görmezden gelmek olmaz düşüncesindeyim. Bu sebeple gezilerimizi hem yurt içi hem yurt dışı ayarlamaya çalışıyorum. Gaziantep’te bizi en çok cezbeden, Unesco Yaratıcı Şehirler Ağı’na, gastronomi alanında giren mutfağı oldu. Hafta sonu kaçamağı yaparak Gaziantep’e yemek turu düzenledik, onun dışında kültürel güzellikleri de şahaneydi, gerçekten bizi kendine hayran bıraktı.

 

Ulaşım

Gaziantep’e uçakla ulaşım sağladık. Yolculuğumuz yaklaşık 1 saat 45 dakika sürdü. Gitmeden önce, kolaylık olması adına, araba kiralamıştık, havalimanından aracımızı teslim aldık ve merkeze yaklaşık 20-25 dakika içerisinde ulaştık. Araba kiralamayanlar, Havaş ile de merkeze ulaşım sağlayabilirler.

 

Konaklama

Otel olarak Hampton By Hilton Gaziantep’i tercih ettik. Hem merkezi konumu, hem dört dörtlük kahvaltısı, hem uygun fiyatı ve hemde konforlu odalarıyla bizi hiç pişman etmedi. Ücretsiz vale hizmetleri sayesinde aracımıza park yeri aramak zorunda da kalmadık. Kısacası fazlasıyla memnun kaldık. İki gece için kahvaltı dahil 310TL ödedik. Kesinlikle herkese tavsiye edebilirim.

 

IMG_2657

 

Gezilecek Yerler

Gezmeye şehrin merkezi kabul edebileceğimiz Gaziantep Kalesi’nden başlayabiliriz. Kalenin ne zaman ve kimler tarafından yapıldığı bilinmemekle birlikte, Roma döneminde gözlem amaçlı kullanıldığı ve günümüze gelene kadar pek çok kez restore edildiği söyleniyor. Şehre hakim bir konumda yer alan kaleye giriş ücretsiz. İçerisinde Gaziantep Savunması ve Kahramanlık Panoraması Müzesi bulunuyor. Müzenin ortamı ve içerisinde devamlı yayınlanan belgesel gerçekten çok etkileyiciydi.

 

DSC_2842
Gaziantep Kalesi

 

DSC_2848
Gaziantep Savunması ve Kahramanlık Panoraması Müzesi

 

Şehirde gezilmesi gereken küçük müzeler kalenin etrafında konumlandırılmış. Hemen arka tarafında Gorgo Medusa Arkeolojik Cam Eserler Müzesi yer alıyor. Tarihi üç antep evinin restore edilmesi ile oluşturulan müze, yaklaşık 3bin eserden meydana geliyor. Avlusunda güvercinlerin yer aldığı, huzurlu bir ortamı olan ve zaman zaman içerisinde cam üfleme gibi gösterilerin yapıldığı müze, bize pek bir bakımsız geldi. Giriş ücreti 4lira olan müzeyi vaktiniz kısıtlı ise ziyaret etmeseniz de olur diye düşünüyorum.

 

IMG_2702
Gorgo Medusa Arkeolojik Cam Eserler Müzesi

 

Hamam Müzesi, yine kale çevresinde yer alan müzelerden. Paşa Hamamı olarak uzun yıllar hizmet veren yapı, sonradan restore edilerek müze haline getirilmiş. O dönemde kullanılan hamam eşyaları, balmumu heykeller kullanılarak canlandırılmış ve çok tatlı bir müze haline getirilmiş. Girişi ücretsiz.

 

DSC_2858
Hamamcı teyzelerle Hamam Müzesinde 🙂

 

Müze ücretsiz olduğu gibi, içeride bulunan sabun yapılabilen uygulama da ücretsiz. Bıttım’lı, Defne Yapraklı ve Gül’lü sabun yapabiliyorsunuz. Benim sabun elde ettiğim videoyu buradan izleyebilirsiniz.

 

DSC_2861

 

Emine Göğüş Mutfak Müzesi, küçük müzelerden sonuncusu, Hamam Müzesi’nin biraz ilerisinde yer alıyor. Müzeye giriş ücreti 1lira. Tarihi bir konakta yer alan müze içerisinde, Gaziantep’in geleneksel mutfak kültürü, yemekleri, yöresel kıyafetleri, mutfak araç gereçleri, balmumu heykeller eşliğinde canlandırma yapılarak sergileniyor.

 

DSC_2869
Emine Göğüş Mutfak Müzesi

 

Müzelerden aşağı doğru yürümeye devam edince çarşılar başlıyor. İlk önce Zincirli Bedesten karşılıyor sizi. Tarihi bir çarşı olan bu yerde baharatçılar, antikacılar, bakırcılar bulunuyor.

 

IMG_0137
Zincirli Bedesten

 

Zincirli Bedesten’in daha da aşağısında meşhur Bakırcılar Çarşısı yer alıyor. Bakır ürünlerin satıldığı bu çarşının ve diğer tüm çarşıların, Pazar günleri çok hareketsiz olduğunu, tek tük dükkanların açık olduğunu unutmayın ve alışverişinizi Pazar gününe bırakmayın derim. Biz Bakırcılar Çarşısı’na Pazar günü gittiğimiz için hiç keyif alamadık.

 

IMG_2743
Bakırcılar Çarşısı

 

Bakırcılar Çarşısı’nın hemen çaprazında Almacı Pazarı yer alıyor. Burası daha çok baharat, fıstık, salça, çay, kurutulmuş ürünler gibi gıda malzemelerinin satışının yapıldığı yer olarak varlığını sürdürüyor. Ben baharatları ve baharat alışverişini çok sevdiğim için tam olarak bana hitap etti. Biz alışverişimizi pazarın ikinci bölümünde yer alan Şenci Gıda’dan yaptık. Sahipleri çok iyi insanlardı, sizinde yolunuz düşerse mutlaka ürünlerine göz atın derim. Pazardan neler aldığımızı ‘Alışveriş’ başlığı altında detaylı şekilde anlatacağım 🙂

 

IMG_2736

 

Çarşı kısmını bu şekilde tamamladığımıza göre, daha dışarıda yer alan yerlere geçebiliriz. Bunlardan ilki, benimde çok merak ettiğim Zeugma Mozaik Müzesi. Müzeye giriş ücreti 15lira, hemen girişte üç boyutlu belgesel filmini izlemek isterseniz 5lira daha ödemeniz gerekiyor. Bence kesinlikle izleyin ve Zeugma şehri ile ilgili bilgi sahibi olun derim.

 

DSC_2840

 

Zeugma, Roma’nın doğu sınırında yer alan en büyük kentiymiş. Özellikle konut mimarisi çok görkemli detaylarla süslenmiş. M.S 256 yılına kadar bu ihtişamıyla ayakta kalmış ancak sonrasında, bölge hakimiyeti kaybedilmiş ve şehir yıkılıp yağmalanmış. Yüzyıllarca toprağın altında kalan bu şehir, 1987 yılında başlanan kazılarla gün yüzüne çıkarılmaya başlanmış. Asıl şehir kalıntılarına 2000 yılında ulaşılmış, ikiz villalar ve bu villalarda yer alan yüzlerce metrekare taban mozaiği, duvar resmi ve Mars Heykeli çıkarılmış. 2011 yılında ise müze inşası ve eserlerin yerleşimi tamamlanarak ziyarete açılmış.

 

DSC_2839
Zeugma Mozaik Müzesi

 

DSC_2821
Mars Heykeli

 

DSC_2817

 

Türkiye’de gezdiğimiz müzeler arasında, beni en çok etkileyen müze burası oldu.  Sadece bir konuda hayal kırıklığına uğradım, müzenin en önemli parçası olan Çingene Kızı mozaiğini, hayalimde o kadar büyütmüşüm ki, kocaman bir mozaik ile karşılaşacağımı düşünüyordum, karanlık bir labirentten geçtikten sonra, karşımıza küçücük bir mozaik çıktı. Tabi bu hayal kırıklığı tamamen benim beklentilerimden kaynaklı, yoksa müzeye tek kelimeyle bayıldım!

 

DSC_2837
Çingene Kızı Mozaiği

 

DSC_2835
Hayran hayran izlememek elde değil

 

Bir diğer gezilecek yer, Bey Mahallesi, tarihi Antep evlerinin bulunduğu ve bazılarının içine girilebilindiği bir mahalle. Biz buradan sadece arabayla geçtik. Yine bu bölgede Oyuncak Müzesi ve Hasan Süzer Etnografya Müzesi bulunuyor ancak biz vaktimiz kısıtlı olduğu için ziyaret edemedik.

Son olarak biz Masal Parkı’na gittik ancak pek bir özelliği olduğunu söyleyemeyeceğim. Çocuklu gezginseniz ziyaret edebilirsiniz.

 

IMG_2738
Masal Parkı

 

Şehir dışında nerelere gidebiliriz derseniz, Halfeti’yi mutlaka ziyaret edin derim. Benim Halfeti Notlarıma buradan ulaşabilirsiniz. Halfeti’ye giderken vaktiniz var ise Birecik’e uğrayıp, Kelaynak Üretim İstasyonu’nu ziyaret edebilir, patlıcan ve haşhaş kebabı yemek için Gülbaba Lokantası’na uğrayabilirsiniz.

Vaktiniz bol ise ve ilginizi çekerse, şehrin 100km dışında yer alan, antik çağın sanat merkezi olarak anılan Yesemek Açık Hava Müzesi’ni ziyaret edebilirsiniz.

Yine yeterli vaktiniz var ise, Şanlıurfa’nın Gaziantep’e uzaklığı 150km olduğu için, iki şehri birleştirip bir gezi planı hazırlayabilirsiniz.

 

Yeme İçme

Gelgelelim Gaziantep’te en can alıcı konuya 🙂 Bildiğiniz gibi Gaziantep Mutfağı, Unesco ‘Yaratıcı Şehirler Ağı’na dahil edildi, dünyada sayılı şehre (sanırım 18) verilen bu ünvana sahip, Türkiye’den tek şehir Gaziantep. Bizimde Antep’e gitmemizin başlıca sebebi yemekleri oldu 🙂 Nerelerde neler yedik birazda onlara göz atalım, dikkat karnınız aç ise yazının bundan sonraki kısmını okumayın 🙂 Biz tokken bile onuda yiyelim, bunuda deneyelim demekten kaç kilo alıp döndük, benden söylemesi 🙂

Ben bundan böyle, Gaziantep denilince ilk aklıma gelen ve sadece onun için bile Antep’e gidebileceğim lezzetle başlamak istiyorum. Katmerci Zekeriya Usta, sabah 6da açılan ve öğren 1e kadar katmer servisi yapan, sabah gidip bir bardak süt eşliğinde yediğiniz katmer sonrasında, ‘Allah’ım bugüne kadar katmer diye bize ne yedirdiler’ diyebileceğiniz muhteşem lezzet.

 

IMG_2686

 

Porsiyonları çok büyük, kaymak ve fıstık birleşince birazda ağır olabiliyor, biz ilk gittiğimizde iki tane söyledik ancak garsonları, sizi iki tane yiyemeyeceğiniz konusunda uyaracak ve bir tane getirecek kadar samimi ve tatlılar 🙂 Ustalarına zaten söyleyecek laf yok, her sabah sizi kapıda karşılar, ilgilenir, üşümeyin rahat edin diye elinden geleni yapar, mutfağa istediğiniz gibi girip video çekmenize izin verir, birde üstüne artık evde dener yaparsınız diye sizi güldürür 🙂 Kısacası Gaziantep’te asla es geçilmemesi gereken yer Katmerci Zekeriya Usta. Her sabah buraya gittik, ellerimizle yediğimiz o sıcacık katmerin tadını unutamıyoruz. Burada ödediğimiz hesap 18-20lira.

 

IMG_2684
Tadı damağımda kalan katmer ♥

 

İmam Çağdaş, Antep’e gitmeyenlerin bile mutlaka duyduğu, ünü İstanbul’a kadar yayılmış olan bir restoran. Hemen Zincirli Bedesten’in orada bulunan restorana gidip, menüye bakınca gözünüz dönebilir, her şeyden sipariş etmek isteyebilirsiniz. Ben size ufak bir tüyo vereyim, Simit Kebabı, Ali Nazik ve Patlıcan Söğürme eşliğinde Lahmacun söyleyin kesinlikle pişman olmazsınız. Arkasından da havuç dilimi baklava. Biz şehre adım atar atmaz buraya geldik ve 80lira hesap ödedik.

 

IMG_2656
Yoğurtlu olan alinazik, arkadaki simit kebabı, ikisininde tadı muhteşemdi.

 

IMG_2655
Patlıcan söğürmeyi lahmacunun arasına ekleyip, bir güzel sarıp yemelik 🙂

 

Metanet Lokantası, sabahları sıcacık beyran çorbasıyla güne başlamak isteyeceğiniz bir lokanta. İçerisinde bolca et ve acı biber barındıran bu çorbayı, İstanbul’da hep Dürümcü Emmi’de yerdik ve çok severdik. Metanet’teki çok farklıydı çünkü çorbadan ziyade yemek gibiydi, tadı çok güzeldi ancak eti çok yoğundu. Eşim çok beğendi, bana birazcık ağır geldi, özellikle sabahları yemek için. Et seven biriyseniz mutlaka burayı da es geçmeyin. İki çorba için ödediğimiz hesap 30lira.

 

IMG_2683
Beyran

 

Kebapçı Halil Usta, bir diğer favorimiz. Zeugma Müzesi’nin hemen arkasında bulunan ve 16.30’a kadar açık olan, Pazar günleri ise kapalı olan bir lokanta. Buranın olayı Küşleme, küşleme söylenenlere göre, her bir kuzunun sırt bölgesinden yaklaşık 150gr kadar çıkan, sinirsiz ve çok lezzetli bir et türü. Haliyle de çok değerli. Kimileri küşneme desede, bana doğrusu küşlemeymiş gibi geliyor ya da ben öyle duydum 🙂 Hayatımız boyunca yediğimiz en lezzetli et olabilir kendisi, Halil Usta’da küşleme yemeden Antep’ten ayrılmayın ve lokantada kendinizi garsona bırakın, küşleme dahil karışık bir sofra kursun size, kaşık salataları bile yediklerimiz arasında en iyisiydi, o kadar söylüyorum 🙂 Burada ödediğimiz hesap 80lira.

 

IMG_2705
Kaşık salatası ve karışık kebap

 

Löküs Ciğer, ömrü boyunca ciğer yemeyen ve sevmeyen bana bile ciğeri sevdiren mekan. Önceden yediğim ciğerlerde böyle lezzetli olsaydı severdim elbet ama malesef böylesine denk gelmedim. Ciğerci, kaleye yakın bir konumda yer alıyor, burada ödediğimiz hesap 35lira.

 

IMG_2729

 

Erçelebi Kömürde Kadayıf, çarşının biraz dışında yer alan bir mekan, kömür ateşinde pişirdikleri kadayıf ve künefe ile ünlü. Yanında bir bardak sütle ikram edilen tatlılar gerçekten çok lezzetliydi. Burada ödediğimiz hesap 24lira.

 

IMG_2675
Kaymaklı Kadayıf

 

Çulcuoğlu Et Lokantası, diğer saydığım restoranlara kıyasla daha standart lezzetlere sahip, tabi burada standarttan kastım Gaziantep standartları 🙂 Buranın olayı şöyle, fix menüleri var, çorbasından tutunda, karışık kebabına, mezelerine, salatalarına, içeceklerine, ara sıcaklarına, tatlılarına, meyvelerine kadar. O kadar tıka basa doyuyorsunuzki, yiyemem diyorsunuz yersiniz diyorlar, bunu hiç almayalım diyorsunuz kabul etmiyorlar, o kadar ısrarcılarki, her şeyi ayrı fiyatlandırdıklarını düşünüyorsunuz ama kasaya geldiğinizde ödediğiniz hesap sadece kebabı ve ara sıcakları kapsıyor. Olur mu biz dünyaları yedik, bu hesap çok az diye itiraz ediyorsunuz, onlar bizim her zamanki ikramımız diyorlar. Anlayacağınız çok tatlı ve samimi çalışanlara sahipler. Burada ilk defa, eşim Osman’ın yiyemiyorum, patlamak üzereyim dediğini duydum, daha önce hiç böyle bir şey için şikayet etmemişti 🙂 Burada ödediğimiz hesap şaka gibi ama 58lira.

 

IMG_2663

 

Koçak Baklava, en güzel baklavayı nerede yeriz araştırmaları yaparken karşıma çıkan birkaç yer arasındaydı. Burayı tercih ettik, çok nezih bir ortamı var, baklavaları taze ve çok lezzetli, porsiyonları çok büyük, sipariş verirken bu durumu göz önünde bulundurun. En güzel tarafı paket servisleri var, geçen yine canımız çekti ve websitesinden sipariş verdik, ertesi gün yine aynı tazeliğinde elimize ulaştı. Sizde bu adresten sipariş verebilirsiniz, baklavanın kilosu 60 lira, standart kargo ücretleri ise 10lira.

 

IMG_2732

 

Tahmis Kahvesi, bizim her akşam oturmaya gittiğimiz, menengiç kahvesi ve zahter çayı içtiğimiz, ortada yanan sobanın çıtırtıları eşliğinde tavla oynadığımız çok tatlı bir mekan. Açıkçası ben buraya bayıldım, sıcacık tarihi bir kahvehane. Nargile içilebilen açık alanı da vardı ama biz hep içeride oturduk. 12-15 lira arasında hesap ödedik.

 

IMG_2733

 

IMG_2672
Menengiç Kahvesi

 

Gittiğimiz mekanlar bu şekilde, birde not aldığımız ama gidemediğimiz yerler var, hızlıca onlardan da bahsedeyim, sizin daha fazla gününüz olursa gidip yemeklerini tadabilin 🙂 Baklavacı Zeki İnal, şöbiyet baklava konusunda bir numara sayılan tatlıcı. Aşina Gaziantep Mutfağı, Yuvalama, Dolma, İçli Köfte, Sarımsak Kebabı gibi Antep yemeklerini tadabileceğiniz yöresel bir restoran. Dürümcü Recep Usta, Nohut Dürüm yiyebileceğiniz en iyi mekanlardan. Orkide Pastanesi, köy kahvaltısı ve arap köftesi methedilen, birazcık çarşı dışında yer alan bir pastane. Tostçu Erol, instagramda sık sık denk geldiğim, sucukları pişirip üzerine yumurta döken ve içerisine eklediği malzemelerle ağız sulandıran bir tostçu 🙂

 

IMG_2669
Yemeklere doymuş mutlu insan 🙂

 

Alışveriş

Gaziantep, alışveriş anlamında da çok verimli bir şehir, özellikle yiyecek ve içecek anlamında.

İlk akla gelen tabiki Antep Fıstığı, biz fıstığı Almacı Pazarı’nda Şenci Gıda’dan aldık. Çeşit çeşit fıstık var, tadına bakıp, fiyatlarına göre hangisini alacağınıza karar verebilirsiniz.

Zahter, bir çeşit dağ kekiği, kahvaltılık çeşidi ve çay için otu satılıyor. Zahterin birçok faydası var, araştırıp okuyabilirsiniz. Bizde otundan satın aldık, demlenmiyor, bardağın üzerine süzgeci koyup, süzgece bir tatlı kaşığı kadar zahteri ekliyorsunuz ve üzerinden sıcak su döküyorsunuz, ilk suyu döküp ikinci suyu çay olarak tüketebiliyorsunuz.

 

IMG_0136

 

Menengiç Kahvesi, yine faydaları saymakla bitmeyen, macun kıvamında, süt ile birlikte pişirilen bir kahve çeşidi. Normal kahvelere hiç benzemiyor, herkesin damak tadına hitap edecek bir kahve çeşidi değil ancak severseniz Tahmis markası altında satılıyor, onlardan satın alabilirsiniz. Pişirirken bir fincan süte, bir çay kaşığının ucuyla kahve ekleyip karıştırarak pişiriyorsunuz.

Nar Ekşisi ve Salça’nın (özellikle biber salçası) doğal hallerini satın alabilirsiniz. Bizim marketten aldığımız ürünlere hiç benzemiyorlar. Almacı Pazarı’nda tatlarına bakarak satın almanız mümkün.

Baharat, her çeşit baharatı yine Almacı Pazarı’nda bulabilirsiniz, özellikle kırmızı biber, sumak, isot gibi baharatları kullanıyorsanız burası satın almak için doğru adres.

Kuru biber, patlıcan, kabak, benim gibi dolmayı çok seviyorsanız satın alabilirsiniz. Yine bizim İstanbul’da alıp kullandıklarımızdan çok farklılar.

Baklava, sonradan uçakta herkesin elinde görüpte pişman olmamak için almanızı tavsiye ederim. Biz almadık, sonra baktık ki herkes kutu kutu baklava götürüyor, keşke bizde alsaydık dedik 🙂

Bakır ürünler, Bakırcılar Çarşısı’ndan kahve fincanları, tepsiler, tencereler, cezveler, ne ararsanız mevcut, hediye olarakta satın alabilirsiniz. Çok güzel el yapımı hediyelikler var, fiyatları makine yapımlarına kıyasla çok yüksek ancak sadece bakınca bile aralarındaki farkı anlayabiliyorsunuz.

Son olarak bizim gidemediğimiz Yemenici Hayri Usta var, Harry Potter, Truva, 300 Spartalı gibi filmlere yemeni yani ayakkabı yapan dükkan çarşıda yer alıyor. Gidemezseniz online satışı da var, buradan inceleyebilirsiniz.

 

IMG_2754
Benim Antep alışverişim 🙂 Salça dışında kalan tüm ürünleri Şenci Gıda’dan satın aldım.

 

Bizim Gaziantep gezimiz bu şekilde son buldu, şehri çok sevdik, yemekleri çok sevdik, insanlarını çok sevdik. Fırsatımız olunca tekrar gitmeyi çok isteriz, hafta sonu kaçamağı bile olsa, bir gececik bile kalacak olsak Antep’e gitmeye değer. Umarım sizde bu güzel şehrimize yolunuzu düşürürsünüz. Son olarak hazırladığım haritayı aşağıya ekliyorum, sizde gezilerinizde kullanabilirsiniz.