-
NE ZAMAN GİDİLİR?Kış Ayları Dışında Her Mevsim
-
KAÇ GÜNDE GEZİLİR?3-4 Gün
-
VİZESchengen
-
PARA BİRİMİ?Euro
-
TOPLU TAŞIMA?
Kolay/Ucuz
-
RESMİ DİLLERİ?
Flemenkçe
-
PRİZC Tipi/Avrupa
-
ZAMAN DİLİMİ?2 Saat Geride
Gezi Tarihi : Mart 2016 Gezi Süresi : 4 Gece
Amsterdam, Hollanda’nın başkenti, tüm dünyaca bilinen adıyla özgürlükler şehri. Harita üzerinden şehre baktığınızda arka arkaya dizilmiş bir çok U harfinden oluşan, harflerin arasından kanallar geçen ve en çok kullanılan ulaşım aracının bisiklet olduğu, dümdüz bir şehir. Bunun yanı sıra dünyanın en çok turist çeken şehirlerinden biri. Turist çekmesinin en büyük sebeplerinden biri doğal güzellikleri değil, özgürlükler şehri olması yani uyuşturucunun, fuhuşun yasal ve serbest, halkın aşırı hoşgörülü ve açık görüşlü olması. Benim gezi notlarım tamamen bu konuların dışında, Amsterdam’ın diğer yüzünü içerecek, baştan bilgilendirmek isterim 🙂
Biz yine aylar öncesinden yapılmış bir planla Hollanda ve Belçika gezimizin ilk durağını Amsterdam olarak belirledik ve 8 günlük tatilimize burada başladık.
Ulaşım
Pegasus ile uçtuk, yolculuğumuz yaklaşık 3 saat kadar sürdü. Amsterdam Schipol Havalimanı‘na iniş sağladık, şehirde başka havalimanı olmadığı için tüm havayolu firmaları buraya iniyor. Havalimanından şehir merkezine tren ya da otobüs ile 20 dakikada ulaşım sağlanabiliyor.
Şehir içi ulaşımda GVB kart ya da I Amsterdam kart kullanabilir ya da tek binişlik biletler satın alabilirsiniz. I Amsterdam kart ulaşımla birlikte bazı müzelere ücretsiz giriş, bazı etkinliklerde ise indirim sağlıyor, detaylarına buradan ulaşabilirsiniz. GVB kart ise sadece ulaşımda sınırsız kullanabileceğiniz bir kart. Biz GVB kartı tercih ettik.Havalimanında bulunan bilet gişelerinde GVB kart en fazla 3 günlük olarak var ve 3 günlük ücreti 25€, internet fiyatlarına baktığımızda 4 günlük ücretinin 21,5€ olduğunu görmüştük. Bunun sebebi, burada GVB ofisinin bulunmamasıymış. Bizde sadece Centraal Station’a gitmek için tek yön kişi başı 5,20€ karşılığında tren biletlerimizi aldık ve Centraal’de bulunan GVB ofisinden 4 günlük sınırsız ulaşım biletlerimizi kişi başı 21,5€’a temin ettik. Bizim için bu şekilde daha avantajlı oldu, biletler aldığınız saat itibariyle başlıyor ve gün hesabıyla değil saat hesabıyla devam ediyor. Fiyat detaylarına buradan ulaşabilirsiniz.
Ulaşım konusunda dikkat etmeniz gereken bir konu var, Amsterdam’da hangi ulaşım aracına binerseniz binin, binerken ve inerken, biletinizi makinalara okutmak durumundasınız, okutmazsanız cezaları var. Tren istasyonlarında istasyonların içinde, otobüs ve tramvaylarda ise araç içinde okutma cihazlarını görebilirsiniz.
Konaklama
Otelimizi gitmeden önce Booking.com üzerinden ayarladım. Dam Meydanına 2-3 dakika yürüme mesafesinde olan Hotel Cordial’da konakladık. Konumu gerçekten çok iyiydi ancak odaları birazcık küçüktü, valizimizi açmaya zor yer buluyorduk öyle söyleyebilirim 🙂 Onun dışında bir sıkıntı yaşamadığımız için sizlere de önerebilirim. Biz 4 gecelik konaklama için otele 450€ ödedik.
Gezilecek Yerler
Gezilecek yerleri önem sırasına göre değil, konum sırasına göre aktarmaya çalışacağım.
Amsterdam Centraal Station, şehrin en önemli ve en büyük istasyonu. Otobüs, tren ve tramvayın merkez durağı. Şehir dışı ve şehir içi ulaşımın başlangıç noktası. Bu sebeple oteliniz buraya ne kadar yakınsa o kadar avantajlı durumdasınız.
Centraal Station’ın önünden kanal turu tekneleri kalkıyor. Bence Amsterdam’da ilk önce yapılması gereken etkinlik bu tura katılmak,şehir hakkında genel bir bilgi sahibi olmak, ne nerede görebilmek.
Kanal turu 1 saat sürüyor ve sesli anlatım var. 18 dil seçeneği olan anlatımlarda Türkçe de mevcut. Çok fazla tur şirketi var, biz en ünlülerinden biri olan Lovers’ı tercih ettik.Normalde tur ücreti kişi başı 16€ ancak GVB ofisinden verilen kuponla biz 14€ ödedik. Müze girişlerinde de bu indirim kuponlarından veriyorlar, 11€’a kadar düşebiliyor ücret bilginize.
Tur esnasında kanal üzerinde bulunan yüzen evleri göreceksiniz. Bu evler Amsterdam’da konaklama alternatiflerinden birisi. Elektrik,su vb ihtiyaçlar normal evlerde olduğu gibi bunlarda da mevcut.
Evlerle ilgili bir diğer ayrıntı ise, her evin üst kısmında bir kanca bulunuyor ve evler öne doğru eğik vaziyette konumlandırılmış. Bir bölümü deniz seviyesinin altında olduğu için, eskiden toprak Hollanda’da çok değerliymiş ve evler taban ölçülerine göre vergilendirilirmiş. Bu sebeple evleri, girişlerini, merdivenleri küçücük yapmışlar. Eşyalar bu kapılardan sığmayınca her evin tepesine bu kancalardan takmışlar ve zarar görmesinler diye evleri öne doğru eğik tasarlamışlar. Bu kancalardan sarkıttıkları halat ile eşyaları yukarı çekip pencerelerden içeri sokuyorlarmış.
Tur teknelerinin bulunduğu cadde Damrak Caddesi, burası şehrin en önemli caddelerinden birisi. Bu caddeden merkeze doğru devam ederken sol tarafınızda Amsterdam’ın en eski kilisesi De Oude Kerk kalıyor. Caddenin sonunda ise şehrin en ünlü ve en hareketli meydanı olan Dam Meydanı yer alıyor.
Dam Meydanı’nda Kraliyet Sarayı, De Nieuwe Kerk yani yeni kilise ve Madame Tussaud’s Müzesi yer alıyor. Kraliyet Sarayı 1655 yılında, belediye binası olarak yapılan, zamanında Avrupa’nın en büyük yönetici binası olan ve daha sonra kraliyet kullanımına açılan Hollanda’nın 3 sarayından biri.
Yeni Kilise, Kraliyet Sarayı’nın hemen yanında yer alıyor. İçerisini ücretsiz olarak gezebilirsiniz. Meydanın karşısında bir de İkinci Dünya Savaşı’nda ölenleri anmak için dikilen Ulusal Anıt bulunuyor.
Dam Meydanı’nın en eğlenceli yeri Madame Tussaud’s Müzesi. Burası balmumu heykellerden oluşan interaktif bir müze. Bir çok şehirde müzeleri bulunuyor ancak biz daha önce hiçbirine girmediğimiz için burası ilgimizi çekti.
Normalde kişi başı giriş ücreti 22.5€ ancak biz yine kupon kullanarak 20€ ödedik. Bileti online satın alırsanızda indirim oluyor, buradan satın alabilirsiniz. Sabah saatlerinde gittiğimiz için mi bilmiyorum ama kapısında hiç sıra yoktu. Heykeller çok gerçekçi, her an hareket edebilirlermiş gibi duruyorlar 🙂 Çoğunun yanında fotoğraf çektirirken kullanabileceğiniz eşyalar bulunuyor, bu da durumu eğlenceli hale getiriyor.
Dam Meydanı’ndan başlayan, Damrak Caddesi’ne paralel bir cadde daha bulunuyor. Kalver Caddesi, ünlü bir alışveriş caddesi, benim favorim olan Forever 21 Mağazası da bu caddede bulunuyor.
Dam Meydanı’nın birazcık üst tarafında, Anne Frank’ın Evi bulunuyor. Burası Amsterdam’ın en turistik yerlerinden biri. Kapısında her saat kuyruk var ve bitebilecek gibi bir kuyruk değil. İnternet üzerinden bilet alabilmeniz için 2 ay önceden almanız gerekiyor, ben 1 ay önce baktım ancak dolmuştu, bu sebeple giremedik. Siz buradan online bilet satın alabilirsiniz.
Anne Frank, yahudi küçük bir kız. Hitler döneminde ailesi ile birlikte bu evde saklanmışlar. Ona hediye edilen ajandaya 2 yıl boyunca, saklandıkları bu evden günlük tutmuş. 16 yaşındayken ihbar edilmişler ve toplama kamplarına gönderilmişler. Aynı yıl babası dışında hepsi ölmüş. Babası ise kızının günlüğünü kitap haline getirmiş. Anne Frank’ın Hatıra Defteri tüm dünyada en çok okunan kitaplar arasına girdi ve 1959 yılında filmi de çekildi.
Anne Frank’ın Evi’ne yakın bir konumda De 9 Straatjes yani 9 cadde bulunuyor. Bu 9 cadde, şehrin en güzel kanalları olan Heren, Keizers, Prinsen ve Singel kanallarını kesiyor. Bu kanalları mutlaka görmeli, caddeleri gezmelisiniz. Caddelerde genelde tasarım ürünler satan mağazalar, minik cafeler bulunuyor.
9 Cadde’den sonra şehrin bir diğer meydanı olan Spui Meydanı’na geçebilirsiniz. Bu meydanda Begijnhof’un giriş kapısı bulunuyor. Begijnhof, şehrin en önemli avlusu, 1346 yılında rahibelere ibadethane olarak yapılmış.
Avlu gerçekten çok huzurlu bir ortama sahip, ben çok sevdim.Avlu’ya giriş ücretsiz. Burada bulunan 34 numaralı ev, şehrin en eski evi, tahtadan yapılmış. 26 Numaralı ev ise Baş Rahibenin Evi. İçeride bir de minik kilise bulunuyor, ona da giriş ücretsiz, Türkçe broşür seçeneği de mevcut.
Amsterdam’ın bir başka turistik noktası Bloemenmarkt yani Çiçek Pazarı. Laleleri ile ünlü Hollanda’da bulunan bu pazar, dünyanın tek yüzen çiçek pazarı, kanal üzerinde bulunan sabit teknelerde en çok satın alınan ürün lale soğanı. Fiyatları poşeti 3-6€ arasında değişiklik gösteriyor.
Çiçek Pazarı’ndan aşağı doğru devam ederseniz sizi bir başka ünlü meydan olan Rembrandtplein karşılıyor. Ünlü ressam Rembrandt’ın Night Watch adlı eserinin heykele dönüştürülmüş hali bu meydanda yer alıyor.
Meydanın etrafında çok güzel cafeler restoranlar konumlanmış durumda. Meydana karşı oturup keyifle birşeyler yiyip içebilirsiniz. Ben bu meydanı çok sevdim.
Bu meydana yakın ünlü bir alışveriş caddesi daha var, Leidse Caddesi. Ortasından tramvay geçmesi, hareketli olması, pek çok mağaza bulunmasıyla birazcık İstiklal Caddesi’ni andırıyor ancak kesinlikle onun kadar güzel değil 🙂
Leidse Caddesi’ni tamamladıktan sonra sıra Vondelpark’a, Amsterdam’ın en büyük şehir parkına geliyor. Avrupa şehirlerinin en sevdiğim tarafı bu kocaman parklar, her parkta neden bizde yok hüznüne kapılıyorum, oralarda yaşayan insanları çok kıskanıyorum.
Vondelpark, içinde yüzlerce çeşit ağaç ve bitkinin bulunduğu, bahçelere, göllere, çeşit çeşit hayvanlara sahip, çok güzel bir park. Bisiklet ile giderseniz daha keyifli olacağını düşünüyorum, bu sayede her yerini gezme şansınız olur çünkü park oldukça büyük.
Vondelpark’ın yanında Museumplein yani Müze Meydanı yer alıyor. En önemli müzeler Rijksmuseum (Hollanda Ulusal Müzesi) ve Van Gogh Müzesi bu meydanda yer alıyor, meydan adını bu müzelerden alıyor.
Rijksmuseum, Amsterdam’ın en önemli müzesi. İçerisinde sanat ve tarih alanındaki parçalar sergileniyor. Ünlü ressamlara ait, çok büyük tablo koleksiyonuna sahip. Rembrandt Meydanı’nda yer alan Night Watch isimli eseri bu müzede görebilirsiniz. Müze ayrıca, Hollanda’nın en büyük sanat tarihi kütüphanesini içinde barındırıyor. Giriş ücreti kişi başı 17,5€, sıra beklememek adına online satın alınabilir.
Van Gogh Müzesi, dünyanın en kapsamlı Van Gogh Koleksiyonunun bulunduğu müze. Vincent Van Gogh Hollanda’lı bir ressam olduğu için burada eserlerinin büyük bir bölümü bir araya toplanmış. Müzeye giriş ücreti 17€, online bilet alacaklar tıklayabilir.
Meydanda bir de en büyük turist çılgınlıklarından biri olan I Amsterdam yazısı yer alıyor. İnsanlar deli gibi harflerin üzerlerine çıkmaya çalışıyorlar, yazıyı boş yakalamak için çok erken saatlerde gitmek gerekiyor.
Ben kenarda birazcık bekleyip, en kolay yer olan d’nin içine oturuverdim 🙂
Turist klişelerini de yerine getirdikten sonraki durak, ilginizi çekerse Heineken Experience yani bira müzesi. Heineken Hollanda menşeli bir bira markası. İçeride aşama aşama bira yapımını izleyebilir, tatlarına bakabilirsiniz. Giriş ücreti kişi başı 16€.
Son olarak Amsterdam’da bulunan açık hava pazarı Albert Cuypmarkt’ı ziyaret edebilirsiniz. Burada hediyelik eşyalar, kıyafetler, çiçekler, sokak yemekleri bulabilirsiniz.
Amsterdam’da gezilecek yerler bu şekilde. Bunlar dışında Red Light District yani Kırmızı Fener Mahallesi var, genelevlerin vitrin mantığı ile işletildiği, etrafta uyuşturucu satılan ve içilen mekanların, erotik shopların çokça bulunduğu ve erotik showların gerçekleştirildiği bir bölge.
Coffeeshop’lar ise uyuşturucu dükkanlarının genel adı, en ünlüsü Bulldog, içeride uyuşturucu kullanıp satın alınabiliyor. Bunun gibi Magic Mushroom Shop’lar da bulunuyor. Bunlar dışında bir de sokak satıcıları bulunuyor, yolda yanınıza yanaşıp uyuşturucu isteyip istemediğinizi soruyorlar, bize bir kere Spui Meydanı’nda denk geldi, kibarca istemediğinizi belirtirseniz uzaklaşıyorlar. Uyarı niteliğinde bu ayrıntıyı da yazmak istedim.
Yeme İçme
Gelelim ne yenir nerede yenir kısmına. Öncelikle Amsterdam’da yiyebileceğiniz sokak lezzetlerinden bahsedeyim. Buranın en meşhur sokak yemeği patates kızartması, eğer seviyorsanız her öğününüzü patates ile doldurabilirsiniz.
Patates kızartması güzel ancak abartılacak bir tarafı bulunmuyor. Bizce en güzel patatesi yiyebileceğiniz yer Vleminckx. Patatesler kağıt külahlarda servis ediliyor, küçük orta büyük olarak boyutları bulunuyor, sosları ayrıca satılıyor. En küçük boyu 2,5€ civarı, sosların tanesi ise 0,5€.
Diğer bir sokak lezzeti, benim en sevdiğim Stroopwafel. Ne yazıkki çok yerde denk gelmedik, sadece Albert Cuypmarkt’ta yiyebildik. İki waffle’ın arasına (waffle’lar bizim bildiklerimizden değil) karamelli şurup sürülerek, sıcacık servis edilen nefis bir tatlı.
Çikolatalı seçenekleri de bulunuyor. Sadesi 1,5 çikolatalısı 2€. Biz burada yediklerimize bayıldık ancak İstanbul’a dönerken marketlerde satılan paketlerinden de aldık, onlarda en az tazesi kadar lezzetliydi.
Bir de bizim bildiğimiz waffle’a benzeyen ve sokaklarda daha sık rastlanan waffle’lar bulunuyor. Nutella ve dilediğiniz meyvelerle servis ediliyor. Biz bu waffle’a pek bayılmasakta tadına baktık 🙂 Fiyatları aldığınız meyvelerin gramına göre hesaplanıyor.
Bizim deneyimlediğimiz sokak lezzetleri bu şekilde. Oturduğumuz mekanlardan bahsedelim birazda.
Bierfabriek, Dam Meydanı’na yürüme mesafesinde, şans eseri bizim konakladığımız otelin hemen karşısında yer alıyor. Kendi biralarını üretiyorlar, ortam çok güzel ama en güzel tarafı nefis BBQ soslu tavukları. İnanılmaz lezzetli.
Restoranın ortasında yer fıstığı çuvalı var. Ücretsiz olarak istediğiniz kadar alıp yiyebiliyorsunuz. En eğlenceli kısmı ise kabuklarını yere atıyorsunuz, buranın kuralı bu 🙂 Ortalama ödediğimiz hesap 40€.
Omelegg, isminden de anlaşılacağı gibi bir omlet restoranı, De Pijp bölgesinde yer alıyor. Sabah kahvaltıları ya da öğlen yemekleri için tercih edebilirsiniz.
Omletleri gerçekten çok lezzetli. Porsiyonları doyurucu, omeletler ekmek ve salata ile servis ediliyor. Biz 22€ hesap ödedik, fiyatları aşağıdaki gibi.
Café de Jaren, burası kanal kenarında yer alan, manzarası çok güzel olan bir café restoran. Biz burada yemek yemedik, birşeyler içmeyi tercih ettik. 8€ hesap ödedik.
Winkel 43, Amsterdam’da en güzel elmalı turtayı yiyebileceğiniz café. Biz akşam gittik, o bar konseptli yerden böyle güzel elmalı turta çıkabileceğini tahmin etmedik ancak tadına bayıldık. Mutlaka gidip yemenizi tavsiye ediyorum. Elmalı turtanın porsiyonu 4€ idi.
Van Rijn, Rembrandt Meydanı’nda yer alan cafelerden birisi. Yanyana dizilmiş olan, meydanı izleyen, Paris konseptli cafelerden birine, ortamını beğendiğimiz için rastgele girdik. Yine burada birşeyler içtik, meydanı izledik. 6,5€ hesap ödedik.
The Butcher, Albert Cuypmarkt açık hava pazarı üzerinde bulunan bir hamburgerci. Hamburgerleri güzeldi ancak çok büyük beklenti ile gelmemek lazım 🙂 Boyutları da birazcık küçük. Burada 27€ hesap ödedik.
Türkiye’yi özleyenler için Amsterdam’da Simit Sarayı şubeleri bulunuyor, bir tanesi Dam Meydanı’nın çok yakınında. Bir de Güllüoğlu bulunuyor, o da Rembrandt Meydanı yakınlarında.
Alışveriş
Amsterdam’dan ne alınır sorusunun ilk cevabı : peynir. Gouda Peyniri buraya özgü en ünlü peynirlerden. Sadece peynir satılan Henri Willig Cheese, De Kaaskamer gibi dükkanlar mevcut ancak marketlerde aynı peynirlerin daha ucuz versiyonlarını bulabilirsiniz. Bu dükkanların tek avantajı tüm peynirlerin tadına bakabiliyor olmanız.
Albert Heijn buradaki en yaygın ve bizim gördüğümüz kadarıyla tek market zinciri. Market alışverişlerinizi buradan yapabilirsiniz. Yanınızda getirmek üzere çeşit çeşit peynir, stroopwafel ve de ruijter satın alabilirsiniz. De ruijter pasta süslemede kullanılan, renkli şekerlemeler.
Hediyelik eşya satan dükkanlardan tahta ayakkabı satın alabilirsiniz. Çiçek Pazarı’ndan Lale Soğanı satın alabilirsiniz.
Amsterdam’da her gün kurulan bir bit pazarı da mevcut Waterlooplein. Biz pek memnun kalmadık, küçücük bir pazar ve genelde kıyafet satılıyor, belki sizin ilginizi çekebilir.
Son olarak bizim çok sevdiğimiz, tasarım ürünler satan Flying Tiger isimli bir dükkan var. Fiyatları uygun ve çok ilginç ürünler var. Mutlaka uğramalısınız. Rembrandt Meydanı yakınında yer alıyor.
De Bijenkorf, Dam Meydanı’nda bulunan alışveriş merkezi. İçeride mağaza ayrımı bulunmuyor, kat kat kategorilere ayrılmış şekilde.
Outlet Center’a gitmek isterseniz, ben araştırmalarım sonucu Designer Outlet Roermond’u bulmuştum ancak merkeze 2buçuk saatlik tren mesafesi bulunuyor. Bu sebeple biz gidemedik, vaktimiz kalmadı.
Amsterdam, kanalları,köprüleri ve evlerinin mimarisi ile çok güzel bir şehir ancak diğer Avrupa şehirleri ile kıyaslama yaptığımızda, daha az sevdiğimizi söyleyebilirim. Amsterdam’a gitmişken, Hollanda’nın minik kasabalarını görmeyi de ihmal etmeyin derim. Buradan benim gezdiklerime ulaşabilirsiniz.
Sizler için bir de turist haritası hazırladım, dilerseniz kullanabilirsiniz.
Detaylı yazınız için sahiden ellerinize sağlık 🙂 Mart ayının son haftası Amsterdam seyahati planlıyoruz. Sanırım siz de Mart ayında gitmiştiniz. Sizce mevsim olarak nasıl bu ayda? Soğuktan dolayı zorlandınız mı?
Merhabalar, rica ederim 🙂 Evet biz de Mart ayında gitmiştik, gündüzleri genelde güneşliydi, güneşteyken soğuktan çok etkilenmedik ancak gölgesi ve akşamları inanılmaz soğuktu. Akşamları genellikle dışarıda durmamaya, mekanlarda takılmaya gayret ettik, o sebeple sorun olmadı. Ama yine de çok kalın giyinmeyi, atkı ve bereyi ihmal etmeyin derim 🙂 Şİmdiden keyifli seyahatler, sevgiler 🙂
Merhaba,
24-31 Mayis tarihleri arasinda Amsterdam’da çok güzel bir tatil geçirdim. Tatilimi planlarken bol bol sayfanızdan yararlandım; incelediğim tüm gezi siteleri arasinda en kapsamlısı ve en fazla emek harcananı olduğunu düşünüyorum. Sadece detaylı anlatımınız değil, aynı zamanda her yoruma tek tek cevap vererek etkileşimli içerikler yaratmanız sayesinde de son derece faydalı bir site ortaya çıkmış. Emeğiniz için tekrar tekrar tebrik etmek ve teşekkürlerimi iletmek isterim.
Benim toplamda 1 haftalık vaktim olduğu icin bunun 3 gününü Amsterdam’da sehri gezmeye, kalanını ise kasabalara ayırdım. 1 gün de çok methini duydugum Brugges’e günübirlik tura katıldım. Bu turlar şehrin pek çok noktasında farklı tur acenteleri tarafından satılıyor, ancak sizin seçtiğiniz günde tüm acenteler tek bir ortak otobüs kaldırıyor. Trenle gidip gelmek de bir seçenek, ancak tur otobüsü yaklaşık 3 saatte gidip 3 saatte geri dönüyor, size de orada 5 saat gibi bir vakit kalıyor, Amsterdam’dan Brugges’e direkt tren yok, en az 1 aktarma yapmak gerekiyor ve yolculuk daha uzun sürüyor.
Ayrıca Zaanse Schans ve Waterland kasabalarına aynı gün gitmek isterseniz, Amsterdam Centraal’den “combined ticaret” alabiliyorsunuz, ben 10 euro’luk EBS bileti ile birleştirilmiş Zaanse Schans biletine 18,50 Euro verdim. Yalnız aynı günde sadece Zaanse Schans, Volendam ve Edam’ı gezebildim, belki bir yere daha gidebilirdim ama çok yorucu olacağı icin ikinci bir günümü daha Waterland bölgesine ayırarak Monnickendam, Marken ve Broek in Waterland kasabalarına gittim. Marken çok biliniyor zaten ama diğer ikisi çoğu turistin gündemine giremeyen kasabalar, halbuki ikisi de Marken’dan çok daha yeşil, sevimli yerler
İlaveten, Amsterdam’ın kuzey batısına düşen Haarlem ve güneyindeki Leiden’ı da çok tavsiye ederim. Ben Amsterdam’dan normal otobüsle önce Haarlem’e gittim, orayı gezdikten sonra yine otobüsle Haarlem’in kuzey denizi sahili olan Blomendaal’a gittim, sonrasında otobüsle Haarlem’e geri donup tren bileti alarak Leiden’e geçtim. Haaarlem çok güzel bir ortaçağda kenti, Hollanda’nın en eski yerleşimlerinden birisi imiş, Leiden de cıvıl cıvıl bir üniversite sehri.
Son olarak, Amsterdam’da en bilinen ve ziyaret edilen park Volendam, halbuki havaalanı tarafındaki Amsterdamse Boş çok büyük bir orman, içinde göller de var ve müthiş manzaralar sunuyor. Buraya mümkünse bisikletle giderek yerel halkın yaptığı gibi doya doya her yerini gezmek çok keyifli bir deneyim.
Umarım bu bilgiler faydalı olur, sizin emeğinize ben de ufak bir katkıda bulunabilirsem ne mutlu bana..
Güliz Hanım Merhabalar, öncelikle güzel sözleriniz için çok teşekkür ederim, inanın beni çok mutlu ettiniz 🙂 Ayrıca verdiğiniz bilgilerin hepsi çok kıymetli, eminim diğer okuyuculara fayda sağlayacaktır, sizin de emeğinize sağlık. Gezinizin güzel geçmesine çok sevindim, görüşmek dileğiyle, sevgiler 🙂
Önümüzdeki ay bende oralarda olucam kısmetse, yazınız çok faydalı oldu emeğinize sağlık
Merhabalar, yorumunuz için teşekkür ederim, yazımı faydalı bulmanıza çok sevindim, şimdiden keyifli seyahatler dilerim 🙂
Rica ederim 🙂 Bence turla gitmeniz gerekmiyor, siz kendiniz de bu üç şehri rahatlıkla gezebilirsiniz. Toplam 4 geceniz varsa 2 gece Amsterdam’da 2 gece Brüksel’de konaklayabilirsiniz, Brugge’a ise günübirlik ziyaret gerçekleştirebilirsiniz. Şehirler arasında hızlı tren kullanırsanız hiç vakit kaybetmezsiniz. Müze merakınız yoksa Amsterdam’ı 1,5 günde gezebilirsiniz, civar köyleri ziyaret edecekseniz, ki bence mutlaka edin, 1 gün Amsterdam’a 1 gün civar köylere ayırabilirsiniz. Dilerseniz üç şehrin planlamasını yapmanız için, gitmenize yakın yardımcı olabilirim. Sevgiler.
Tsk ederim ilgi alakaniza.Yazarim tekrar gitmeye yakin.
Merhabalar bende yakin zamanda amsterdam dusunuyorum turla gitmek yerine kendim serbest bir gezi yapmak istiyorum 3 gun sadece amstredam olacak.Aklima takılan havalimanindan merkeze ordanda havalimanina sorunsuz nasil gidilir.Dam meydani veya central station en merkezi yermidir Sizin tercih ettiginiz otelde kalsam tren ve otobusle bu gezileri yapabilirmiyim .Havaalani icin ozlellikle bana yonlendirme yazabilirmisiniz rica etsem.Tsk.
Merhabalar, Amsterdam’da havalimanı ulaşımı çok kolay, direkt olarak Centraal Station’a gelen trenler mevcut, başka durakta durmadan maksimum yarım saatte şehir merkezine gelebiliyorsunuz, dönüşte aynı şekilde. En kolay ve sorunsuz yol bu. Evet Dam Meydanı şehrin en merkezi yeri, Centraal ise şehrin en merkezi istasyonu. Bizim kaldığımız otelde kalırsanız, yürüyerek 12 dakika içinde Centraal’e, 5 dakika içinde Dam Meydanı’na ulaşabilirsiniz, buralar için ulaşım aracı bile kullanmanız gerekmiyor. Onun dışında yürümek istemezseniz Dam Meydanı’ndan 1/2/5 tramvaylarından birine binip istasyona ulaşabilirsiniz. Aklınıza takılan detaylar olursa sorabilirsiniz, şimdiden keyifli seyahatler.
Tsk ederim bilgilendirme icin Birsey daha sormak istedim turla gitmeyi planlarsam 4 gece lüksemburg brüksel (brugge var turda)ve amsterdam var veya sadce 4 gece amsterdam ilk gidecegim sizce hangisi iyi olur.Cok muze merakim yok muze yerine dogal ortamlari gezip gormeyi daha cok seviyorum 1.5 gun amsterdam yetermi.
Yorumlarınızı ilk kez okudum.Tek kelime ile tanımlayacağım.Mükemmel .Başka hiç bir araştırmaya gerek kalmıyor.Yorum yapan arkadaşlar da çok olumlu katkıda da bulunmuşlar.Hepinizin eline sağlık.
Kemal Bey Merhaba, yorumunuz için çok teşekkür ederim, yazımı tek başına yeterli ve mükemmel bulmanıza çok sevindim. Umarım faydasını görürsünüz. Sevgiler.
Merhaba Ceren Hanım bloğunuz severek takip ediyorum. Prag ve Amsterdam gezimize epey katkınız oldu???????? winkel 43 ve omelegg süperdi????????
Yazmaya ve gezmeye devam edin lütfen????
Merhaba Latife Hanım, yorumunuz için teşekkür ederim, beni çok mutlu ettiniz 🙂 Umarım seyahatleriniz çok keyifli geçmiştir. O elmalı turtanın tadı hala damağımda, sizinde denemenize çok sevindim 🙂 Sizden böyle güzel yorumlar geldikçe yazmaya devam 🙂 Sevgiler.
Merhaba keyifli ve sıcak bir anlatım olmuş kaleminize sağlık. Biz Ekim sonunda taze balayı çifti olacağız:) Kasım ayının hemen başı ya da 29 Ekim gibi balayına çıkma planımız var, size sorum iklimle ilgili olacak. Amsterdam Ekim sonu Kasım ayı başı sizce çok soğuk olur mu yani bu gezi planımızı etkileyebilir mi? Bu arada Antalya’dan gideceğiz:) Teşekkür ederim…
Merhaba, yorumunuz için teşekkür ederim. Öncelikle şimdiden hayırlı olsun, ömür boyu mutlu olursunuz umarım 🙂 Antalya’dan gideceğinizi söyleyene kadar her şey yolundaydı 🙂 Hava gerçekten soğuk oluyor(5-6derece civarı), güneşli günlere denk gelirseniz yine bir derece ama kalın bir mont, yün atkı ve bere kesinlikle şart. Bir Antalya’lıda bu giysiler varmıdır bilmem 🙂 Gezinizi etkileyeceğini düşünmüyorum, biz soğukta olsa geziyoruz ama çok fazla açık alanda kalmak istemiyorsunuz, parkların bahçelerin keyfini çıkaramıyorsunuz, tek sorun bu olabilir. Mesela civar kasabalar çok güzel ve sürekli açıkta gezmeniz gerekiyor, oralarda biraz zorlanabilirsiniz ama kesinlikle engel değil.
Merhaba, GVB kart yerine I amsterdam city kartı almak daha mantıklı diye düşünüyorum. Çünkü hem otobüs, tren ve metroda ücretsiz geçiyor, hem Amsterdam daki 50’ye yakın müzeye ücretsiz giriyorsunuz ( bunların için de Von Gogh Müzesi, Rembrandt Müzesi ve evi, Stedelijk Müzesi, NEMO Bilim Müzesi gibi baba müzelerde var) ayrıca ARTIS Amsterdam Kraliyet Hayvanat Bahçesine ücretsiz girebiliyor ve ücretsiz kanal turu yapabiliyorsunuz. %25 indirim yapılan yerlerde çabası 🙂 48 saatlik I amsterdam City Card’ı 67 Euro’ya alınabiliyor. Uçakla gelenler isterlerse Schiphol Havaalanı Arrivals 2 terminalindeki turizm danışma bürosundan temin edebilirler. Keyifli ve bol fotoğraflı seyahatlar diliyorum. 🙂
Merhaba, bilgilendirme için teşekkür ederim. Çok fazla müze gezme taraftarıysanız I Amsterdam Kart almak daha mantıklı tabi. Sizede keyifli seyahatler 🙂
Cevabınız teşekkür ederim. Blogunuz gerçekten çok bilgilendirici olmuş. Bu gitmiş olduğunuz köyleri (Volendam, Edam ve Marken) de gezmeyi düşünüyorum.
Acaba I amsterdam kart buralarda da geçiyor mu? Yoksa günlük EBS ofisindende bilet mi almak gerekiyor?
Rica ederim. Köyleri mutlaka gezin, Amsterdam’dan çok daha güzeller 🙂 I Amsterdam Kartın bu köylerde indirimleri bulunuyor ancak ulaşımı kapsıyor mu ondan emin değilim. Siz havalimanında satın almadan önce sorabilirseniz daha doğru olur.
Merhaba, Amsterdama gideceğim için bir çok gezi yazısı okudum ancak sizin yazınızı çok beğendim. Bana çok yararı olucağına eminim. Teşekkürler 🙂
Merhaba Tuğçe Hanım, yazımı beğenmenize çok sevindim, umarım sizin için faydalı olur 🙂 Amsterdam’a gitmişken mutlaka çevredeki minik kasabaları da ziyaret edin, sayfamda yazılarını bulabilirsiniz. Keyifli seyahatler dilerim, sevgiler 🙂
Merhaba, GVB kartı var ve indirimli müzelerde yine kuyruğa giriliyor mu ? Kuyruk çok fazla diye okuyorum. Ayrıca online bilet alın diye okuyorum. Müze web sayfalarından mı alacağız ? Bu konuda bilgi verirseniz sevinirim. Teşekkürler.
Merhaba, GVB Kart müzelerde indirim imkanı sağlamıyor, I Amsterdam Kart sağlıyor. I Amsterdam ile ücretsiz girebildiğiniz müzelerde zaten bilet sırasından kurtulmuş oluyorsunuz ancak giriş sırasında size bir öncelik sağlıyor mu bilemiyorum. Bileti müzelerin web sitelerinden temin edebilirsiniz, bende yazımda çoğunu link olarak veriyorum, direkt tıklayarak ulaşabilirsiniz. Sevgiler.
Merhaba, aslında gitmediğim yerleri önceden tartıp araştırmayı sevmezdim ama amsterdam’da gezilecek bir yer göremediğimden mecburen araştırmak zorunda kaldım. toplam 6 gün kalacağınız. extra tavsiyeleriniz var mı?
Not: müze, kilise gezmek istemiyoruz.
Selçuk Bey Merhaba, haklısınız Amsterdam’da görmeye değer pek bir yer yok ancak civar köyler çok güzel. Vaktiniz bol madem, bu köylerin büyük çoğunluğunu gezebilirsiniz. Bizim gidemediğimiz Giethoorn kasabasına gidebilirsiniz. Zaanse Schans’a gidip yel değirmenlerini gezebilirsiniz. Sadece Amsterdam ile sınırlı kalmayıp Rotterdam, Antwerp gibi yakın şehirleri de ziyaret edebilirsiniz.
Merhabalar yazı gerçekten çok kapsamlı olmuş elinize sağlık. biz de yakın zamanda ki gezimiz için şimdiden araştırmaya başladık. Bir kaç sorum olacaktı. Amsterdam ve civar köylerini toplam kaç günde gezmiş oldunuz? Birde Volendam, Edam ve Marken kasabalarını aynı günde mi gezmiş oldunuz acaba? bizim turumuz çarşamba gidiş pazar dönüş. birebir aynısı için zaman yeterli olur mu bunu kestirmeye çalışıyorum da 🙂
Sevgi Hanım Merhabalar, öncelikle yorumunuz için teşekkür ederim 🙂 Bizim tam olarak 3.5 günümüz vardı, Pazar günü öğlen iki gibi geldik, Perşembe sabah erkenden Brüksel’e doğru yola çıktık. Uçuş saatlerinizi bilmiyorum ama, sizin bize göre birazcık daha fazla zamanınız var sanki 🙂 Bu süre içinde bizim gezdiğimiz yerlerin hepsini sizde rahatlıkla gezebilirsiniz. Civar köylere gelecek olursak, Volendam Edam ve Marken’i aynı gün gezdik, sabah erkenden yola çıktık ancak tüm köyleri gezmemiz ve yolda geçen zamanla toplam 7 saat falan harcadık. Aynı gün Zaanse Schans’a gitmeyi de planlıyorduk ama Amsterdam’a döndüğümüzde hava kararmıştı, o sebeple ertesi güne bıraktık. Zaanse Schans ise yol ile birlikte yaklaşık 4-5 saatimizi aldı. Volendam yazımda bahsettiğim bir günlük ulaşım kartı Zaanse Schans’ta geçmiyor, o da aklınızda bulunsun. Bana sorarsanız önceliği kesinlikle köylere verin, zamanınız yetmeyecek olsa bile köylerin hepsini gezin, ben Amsterdam’ı pek sevmedim ancak sırf köyler için bile tekrar gidebilirim 🙂 Umarım yardımcı olabilmişimdir, yine sormak istedikleriniz olursa yazın lütfen. Sevgiler 🙂
bu detaylı açıklama için de ayrıca çooooookkkk teşekkür ederim. program netleştikce başka sorularımız olur ise affınıza sığınarak kapınızı çalabiliriz 🙂 Sevgiler,
Rica ederim ne demek, ben mutlu oluyorum, her zaman sorabilirsiniz 🙂 Sevgiler.
Sırada Paris, disneyland var 🙂 Bileti vs set edince kapinizi calacagim 🙂
Çok sevindim çünkü en sevdiğim yerler, uzuun uzuun anlatıp sizi detaylara boğabilirim 🙂 Bekliyorum 🙂
etmezmiyiz sizin de yazınızda belirttiginiz gibi amsterdam merkezinden ziyade asil huzur koylerinde. koylerine aşık olduk diyebilirim. biz birde ilave olarak giethoorn koyune gittik. degirmenlerin bulundugu koy yerine burayi tercih ettik. cok cok guzeldi. koylerde de bizzat sizin onerdiginiz shop lardan alisveris yaptik, yemek vs kisacasi siz ne onerdiyseniz onu yaptik 🙂 ozellikle tarifleriniz cok isimize yaradi. ornegin ilk iniste tren biletinin alinmasi gvb kart ile ilgili detaylar, ayni sekilde koyler icin biletin nereden alinip nereden otobuse binilecek olmasi vs vs biz dibine kadar faydalandik yazilarinizdan 🙂 zaten hepsinden bir dosya olusturup yanıma almistim. bu nedenle bize cok iyi geldiniz 🙂
Köyleri aşık olunacak kadar güzel haklısınız 🙂 Bende Giethoorn’a gitmeyi çok istiyordum ama vaktimiz kalmadı, eminim çok güzeldir. Çok mutlu oldum, yazımın size fayda sağlamasına ve dosya yapıp yanınıza almanıza 🙂 Çok teşekkür ederim, umarım farklı seyahatleriniz içinde blogumdan faydalanabilirsiniz. Sevgiler 🙂
tekrar merhaba,
seyahatimizi gerceklestirdik ve gercekten makalelerinizden cok faydalandik. bu nedenle tekrar tesekkur etmek istedim 🙂 sıkı takipciniziz 🙂 Sevgilerimle
Merhaba Sevgi Hanım, seyahatinizin güzel geçmesine çok sevindim. Kasabaları ziyaret etme fırsatınız oldu mu merak ettim? 🙂 Yaa çok tatlısınız teşekkür ederim, sizin gibi takipçilerim olduğu için çok şanslıyım 🙂 Sevgiler.
fazlasıyla yardımcı oldunuz detayli cevap icin cok ama çok teşekkür ederim belki program netlestikce sizi yine rahatsız ederiz affınıza sığınarak:) sevgiler
çok kapsamlı bir yazı olmuş, elinize sağlık.
Çok teşekkür ederim 🙂
Holiday Inn Express Amsterdam – South’ı, Amsterdam’da kalacak yer arıyor iseniz tavsiye ederim. Şehir merkezinden biraz uzakta ama şehir merkezine varmanız kolay: tram ya da metro ile sadece yarım saatte merkeze ulaşabilirsiniz.
Söylediğiniz çoğu yeri gezdik.Çokta eğlendik verdiğiniz bilgiler için çok teşekkürler
Fatma Hanım Merhaba, yazılarımın işe yaramasına ve eğlenmenize çok sevindim 🙂 Yorumunuz için ben teşekkür ederim.
Ben de GVB kart aldım, ama havaalanından şehir merkezine bir de tren ücreti ödememek için şöyle bir yol izledim.
Havaalanından kalkan 69 numartalı otobüsü var GVB’nin. Ona bitip son durağında (sloterdjik) inerseniz metroya ulaşıyorsunuz. Ekstra tren parası ödemenize gerek kalmıyor
peki gvb kart yerine i amsterdam card alsak yine aynı otobüse ücretsiz binebiliyor muyuz? yani aynı yöntemi i amsterdam card ile de yapabilir miyiz?
Emrah Bey Merhabalar, I Amsterdam Card’ı aynı Gvb gibi tüm ulaşım araçlarında sınırsız olarak kullanabiliyorsunuz.Onun dışında ücretsiz kanal turu hediyesi var. Bazı müzelere tamamen ücretsiz giriş hakkı sağlarken bazılarında ise indirim yapıyor. 24, 48, 72 ve 96 saat olarak seçenekleri var, fiyatları da örnek olması açısından 96 saat 85€.
Merhaba Yakup Bey, bilgilendirme için teşekkür ederim.
Bugüne kadar gördüğüm en kapsamlı Amsterdam tanıtımı. Harika gerçekten
Oldukça kapsamlı bir Amsterdam Gezi Rehberi olmuş. Verdiğiniz bilgiler için teşekkürler.
Teşekkür ederim, beğenmenize sevindim 🙂