Sunay Akın ile lise dönemimde tanıştım, daha önce kendisinin kitaplarını okumamış, hakkında pek fazla bilgiye sahip değildim. Erenköy Kız Lisesi’nde okuyordum, o dönemde Oyuncak Müzesi yeni açılmıştı ve Sunay Akın müdürümüzün arkadaşı olması sebebiyle okulumuzu ziyaret etmişti, 20-25 kişilik küçük bir sınıfta bizlere Oyuncak Müzesi’nin hikayesini ve tarihte yaşanmış nice hikayeler anlatmıştı. Farkettimki o soluksuz anlatıyor, bizde gözümüzü kırpmadan dinliyorduk. İlk defa okula dışardan gelmiş biri saatlerce konuşuyor ve biz hiç sıkılmadan keyifle anlattıklarını dinliyorduk. O gün bugündür kendisine hayranım, yürüyen ansiklopedi gibi bir insan olupta, bu kadar mütevazi kalabilmek her yiğidin harcı değil sanırım. Kendisini çok seviyorum ve bugünde sizlere o dönemde Erenköy’de kurduğu Oyuncak Müzesi’nden bahsetmek istiyorum.
Oyuncak Müzesi’nin hikayesi, Sunay Akın’ın 5 yaşında çektirdiği siyah beyaz bir sünnet fotoğrafı ile başlıyor. Poz vermesi için eline verilen oyuncak gemi, fotoğraf çekildikten sonra elinden alınıyor ve o oyuncak gemiyi bulabilmek için yaptığı tüm yolculuklar sonrasında Sunay Akın bu müzeyi kuruyor. 20 yıl boyunca, dünyanın dört bir yanından topladığı oyuncaklar müzede yerini alıyor, sünnet fotoğrafında elinde yer alan gemi de dahil 🙂 Kimi oyuncakları antikacılardan alıyor, kimileri için müzayedelere katılıyor, kimileri de müzeye katkıda bulunmak isteyenler tarafından bağışlanıyor.
İstanbul Oyuncak Müzesi, 23 Nisan 2005 yılında, Sunay Akın tarafından, Erenköy’de tarihi bir köşkte kuruluyor. Bu beyaz köşk Sunay Akın’ın ailesine ait. 1700’lü yıllardan günümüze oyuncak tarihinin örneklerinin sergilendiği bu müze, Türkiye’nin ilk oyuncak müzesi olma özelliğini taşıyor. İstanbul Oyuncak Müzesi’nin kurulması, başka şehirlerde yeni müzeler açılmasına da vesile oluyor. Sunay Akın’ın katkılarıyla 2011 yılında Antalya Oyuncak Müzesi, 2013 yılında ise Gaziantep Oyuncak Müzesi açılıyor.
Müze Pazartesi günleri hariç, hafta içi 9.30-18.00 arası, hafta sonu ise 09.30-19.00 saatleri arasında ziyaretçilerini bekliyor. Giriş ücreti yetişkinler için 12TL, indirimli biletler ise 9TL’den satılıyor. Sunay Akın’ın sesinden oyuncakların hikayelerini dinlemek isteyenler için, 5TL karşılığında sesli rehber hizmeti veriliyor. Fikir vermesi açısından müze gezisinin yaklaşık 2-3 saat sürdüğünü belirtmek isterim.
Müze, bodrum, giriş, 1.kat, 2.kat ve tavan arasından oluşuyor. Bodrum’da kendinizi bir denizaltının içerisinde buluyorsunuz, tavan arasında ise oraya kaldırılmış tozlanmış oyuncaklarla. Diğer katlarda sergilenen oyuncaklar arasında, gerçek boyutlarda bir tren vagonu da bulunuyor. Çocuklar oyuncaklara dokunamadıkları için üzülmesinler diye, müze bölümleri sahneleştiriliyor, örneğin oyuncak trenlerin sergilendiği bölüm, gerçek bir tren vagonu haline getiriliyor, çocuk trenlere dokunamıyor belki ama trene binip, penceresinden bakabiliyor 🙂 Aynı zamanda kendinizi bir bebek evinin içerisinde gibi hissedebileceğiniz, çok tatlı pembe bir müze café yer alıyor. Soluklanabileceğiniz, kahvaltı, doğum günü ve kurumsal organizasyonlar planlayabileceğiniz bir cafe. Müzede çocuklara yönelik çeşitli etkinlikler de düzenleniyor, bu etkinlikler müzenin websitesinde duyuruluyor.
İstanbul Oyuncak Müzesi’nin çocuklardan çok biz yetişkinlere hitap ettiğini düşünüyorum. Aa bende bu oyuncaktan vardı deyip çocukluğuna dönmekten mutlu olan yetişkinlere. Tabi onun dışında birde, Almanlara bak hangi yıllarda nasıl oyuncaklar yapmışlar, hem detaylı hem öğretici hem tasarımlarıyla kendine hayran bırakan oyuncaklar deyip, sonra bizim yaptığımız oyuncaklara bakıp hayal kırıklığına uğrayıp üzülmek, hem biz çocukluğumuzda bu kadar güzel oyuncaklarla oynayamadığımız, hem de oyuncak yapımında bile diğer ülkelere göre bu kadar geri kaldığımız için. Çocukların hayal güçlerini geliştiren, diyalog kurmalarını sağlayan, oyalanmaları için değil kişiliklerini geliştirmek için tasarlanan oyuncaklara bakıp hayran olmamak ve kendi adımıza üzülmemek elde değil.
Oyuncak Müzesi, içinizdeki çocuğa kulak vermek için uğrayabileceğiniz en güzel adres. Hatırlamak isteyeceğiniz güzel anılarınızı hatırlayıp duygulanabileceğiniz, zamanda yolculuk yapabileceğiniz, keyifli bir gün geçirebileceğiniz, denk gelirseniz Sunay Akın ile sohbet edebileceğiniz çok güzel bir müze. Ziyaret edilecek yerler listenize eklemeniz dileğiyle 🙂
Ulaşım : Göztepe otobüs durağından geçen herhangi bir otobüs (10B,10S,14ÇK,17,17L,19F,19M,19S,GZ1,GZ2,ER1,ER2), minübüs ile gelebilir, otobüsten indikten sonra sahile doğru 10-15 dakika yürüyerek ulaşabilirsiniz. Kendi aracınızla gelirseniz otoparkı bulunmuyor, sokak aralarına parkedebilirsiniz.
Sunay Akın ile birlikte müzeyi gezmek isterseniz aşağıdaki videoyu izleyebilirsiniz 🙂
Sunay Akın Türkiye’nin sahip olduğu müthiş bir yazar, gazeteci, koleksiyoner ve yaptıklarının karşılığında sıfatları bulmakta zorlanacağınız harika bir kişilik.
Müthiş bir iş çıkarıp bu müzeyi ülkemize hediye etti. Geçen yıl yaptığımız ziyaretimizde yüzümüzde tebessüm ile çıkmıştık.
Paylaşımınız çok hoş olmuş, tebrik ederiz.
Merhaba, kesinlikle katılıyorum, yorumunuz için ben teşekkür ederim.
harika bir yazı olmuş, ellerinize sağlık. müzeyi gezmek gerçekten rahatlıkla yarım gününüzü alıyor ve çok yoruluyorsunuz. bodrum kattaki cafeteryada çay kahve içebiliyor, yorgunluk atabiliyorsunuz. bence çocuklardan çok yetişkinlere hitap ediyor 🙂 kesinlikle gidilmeli..
yazı için tekrar teşekkürler. yeni yazılarınızı sabırsızlıkla bekliyoruz.
Merhaba Alper Bey, yorumunuz için teşekkür ederim 🙂 Size katılıyorum, kesinlikle bizlere daha çok hitap ediyor ve çok keyifli bir müze. Sevgiler.