-
NE ZAMAN GİDİLİR?Bahar Ayları Yaz, Yılbaşı
-
KAÇ GÜNDE GEZİLİR?4-5 Gün
-
VİZESchengen
-
PARA BİRİMİ?Euro
-
TOPLU TAŞIMA?
Kolay/Ucuz
-
RESMİ DİLLERİ?
Almanca Macarca Slovence
-
PRİZC Tipi/Avrupa
-
ZAMAN DİLİMİ?2 Saat Geride
Gezi Tarihi : Ekim 2015 Gezi Süresi : 3 Gece
Viyana, yine aylar öncesinden ayarlanmış, 29 Ekim’in Perşembe gününe gelmesi bahane edilerek planlanmış bir gezi 🙂 Viyana’yı seçmemizin sebebi ise, eşimin Viyana’da yaşayan yakın bir arkadaşının olmasıydı. Buradan eşim, ben ve bir arkadaşımızla yola koyulduk, Viyana’da ki arkadaşımızı da planlara dahil edip 4 kişi olarak gezdik. Viyana planımı yaparken 6 gecelik program hazırladım, 3 gece Viyana’da 3 gece Prag’da konakladık. Prag Gezi Notlarına buradan ulaşabilirsiniz.

Ulaşım
Pegasus ile uçtuk. Yolculuk yaklaşık 2 saat sürdü. Yolculuğumuz esnasında tuhaf bir durum yaşadık, seçimler sebebiyle ülkemizde saatler geri alınmadı ancak tüm dünyada alındı, Viyana hem saat dilimi itibariyle bizden 1 saat geride hem de kış saati uygulamasıyla saatlerini 1 saat daha geriye aldığı için, biz İstanbul’dan öğlen 12’de bindiğimiz uçaktan, Viyana’da öğlen 12’de indik 🙂 Hiç yolculukla vakit kaybetmeden, uzun bir günümüz oldu 🙂

Viyana içi ulaşımda, kalabalık bir grup olduğumuz için ulaşım kartı almadık, normalde 48 saatlik,72 saatlik vs.. ulaşım kartları bulunuyor. 24 saatlik ulaşım bileti bizim gittiğimiz dönemde 7,60€ idi.
Biz UBER kullandık. Uber nedir derseniz, yeni nesil taksi uygulaması diyebiliriz ancak taksiden daha ucuz. Uber mobil uygulamasını indirip kredi kartı bilgilerinizi tanımlıyorsunuz, size yakın konumda bulunan kendi aracıyla taksicilik yapan bireyleri uygulamadan görebiliyorsunuz. Çağır butonuna bastığınızda, bulunduğunuz konuma uberin kaç dakikada geleceği yazıyor ve o zaman diliminde araç geliyor. Siz araca binip, gideceğiniz yere ulaşınca iniyorsunuz, ödeme işlemi ise uygulama aracılığıyla sizin kartınızdan çekiliyor. Kullanması çok pratik olduğu gibi ücretleri de taksiye göre neredeyse yarı yarıya geliyor, taksinin 10€’ya gittiği yere Uber 5€’a götürüyor. Biz 4 kişi olduğumuz için bu ulaşım şekli bizim için daha uygun oldu. Uber’i indirmek isterseniz tıklayabilirsiniz.

Toplu taşıma kullanacaklar için metro+tramvay kullanmayı önerebilirim. Çünkü tramvay çok yaygın ve her yere sadece metro ile ulaşım mümkün değil.
Viyana’da ulaşım güven üzerine kurulu,ulaşım biletinizi satın aldıktan sonra makinelerden üzerine tarih basıyorsunuz ve biletinizi yanınızda taşıyorsunuz. Araçlara binerken yeniden okutmanız gerekmiyor.

Konaklama
Otelimizi, booking.com üzerinden gitmeden önce ayarladım. Hotel Alpha Wien’de konakladık. Otel hem çok merkezi, hem metro durağına çok yakın, hem temiz, hemde kahvaltısı çok zengin, sizlere de şiddetle tavsiye edebilirim. Buraya 3 gecelik konaklamamız için 258€ ödedik.

Ne zaman gitmeli, kaç gün kalmalı?
Kışın çok soğuk olduğu için bahar ayları ya da yaz aylarında gitmeyi tercih edebilirsiniz.
Biz 3 gece konakladık ama yettiğini söyleyemeyeceğim. Bana sorarsanız en az 4 gece konaklanmalı. Hem gezilecek yerler çok, hem de Viyana çok güzel bir şehir, insanın içinden hiç ayrılmak gelmiyor.

Gezilecek Yerler
Bizim gezdiğimiz sıra ile gezilecek yerleri aktarmaya çalışayım.
İlk olarak otelimize yakınlığı sebebiyle, mimari açıdan mutlaka görülmesi gereken ve birbine çok yakın olan binaları gezdik. Viyana Belediye Binası Rathaus ilk karşımıza çıkan yapı oldu. Gittiğimiz dönemde Avusturya’nın milli bayramlarından birine denk geldik. Bu sebeple Rathaus’un önünde etkinlik alanları kurulmuştu. 26 Ekim Avusturya’nın Cumhuriyet Bayramı imiş bunu da öğrenmiş olduk 🙂

Rathaus’un hemen yanında Viyana Üniversitesi bulunuyor. Üniversitenin yanında Sigmund Freud Park ve parktan görülebilen Votivkirche yer alıyor.


Rathaus’tan sonra sırasıyla Parlamento Binası, Burgtheatre, Volksgarten ve Volkstheatre binalarını gördük.


Bu binaların yakınında bir de MuseumsQuartier bulunuyor. Burası Sanat Galerileri ve Müzelerin oluşturduğu bir kompleks. Eskiden Kraliyet Atlarının yetiştirilip bakıldığı meydanmış, bu sebeple etrafta at figürleri oldukça fazla. Bu meydan aynı zamanda Dünyanın 8. büyük Kültür Merkezi.


MuseumQuartier’e gelmeden önce Maria Theresien Meydanından geçtik. Bayram dolayısıyla burada ışık gösterileri vardı. Denk gelip izlemek keyifli oldu.


Müzeler Adasından sonra Hofburg Sarayı‘nı gezdik. Hofburg Sarayı, Volksgarten’ın hemen sonunda yer alıyor. Burası Habsburg Hanedanlığı’nın kışlık sarayı. ‘Ekmek bulamıyorlarsa pasta yesinler’ deyimiyle ün salmış Fransız Kraliçelerinden Marie Antoinette bu sarayda dünyaya gelmiş.

Hofburg Sarayı, üç bölümden oluşuyor. Gümüş Koleksiyonu, Sisi Müzesi ve İmparatorluk Daireleri. Müzede bir de Binicilik Okulu bulunuyor ancak biz bu bölüme girmedik. Giriş ücreti kişi başı 12,5€. Gümüş Koleksiyonu Bölümünde, imparatorluk zamanı kullanılan eşyalar sergileniyor. Yemek masalarının, şamdanların, yemek takımlarının ihtişamı görülmeye değer.


Sisi, I. Franz Joseph’in karısı, Avusturya İmparatoriçesiymiş. O dönem Avrupa’nın en güzel prensesi sayılırmış. Aslen Bavyera’lı soylu bir ailenin kızıymış, 16 yaşında Joseph ile evlenmiş. Huzursuz, mutsuz ve hiçbir şeyden mutlu olmayan bir kadınmış. Saray hayatına uyum sağlamaz, özgürlüğü doğrultusunda hareket edermiş. O dönem prenseslerin spor yapması söz konusu bile olmazken Sisi, ata biner, spor yaparmış. Halka yakınlığı ile bilinen Sisi, halk tarafından çok sevilirmiş. 1889 yılında tek oğlu Rudolf, sevgilisi ile birlikte intihar etmiş ve bu olay Sisi’yi iyice hayattan soğutmuş. Oğlunun ölümüdeki sır perdesi de halen aralanmamış.. 1898’de İsviçre’ye yaptığı ziyaret sırasında, Cenevre’de bir anarşist tarafından bıçaklanarak öldürülmüş.
Sisi Müzesi’nde, Sisi’ye ait kıyafetler, takılar, kullandığı eşyalar ve odalar yer alıyor. Ben kıyafetlerine hayran kaldım, aynı zamanda belinin inceliğine de 🙂 Sisi’nin formunu korumak için bazı dönemlerde günde sadece 1 portakal yediği söyleniyor, çok zayıf ve çok güzelmiş kendisi. Benim sarayda en çok sevdiğim bölüm burası oldu, eşimin pek ilgisini çektiğini söyleyemeyeceğim 🙂

Hofburg Sarayı’nın önünde Michaelerplatz yer alıyor, burası Kohlmarkt Caddesi’nin başladığı yer. Kohlmarkt alışveriş konusunda en ünlü caddelerden. Kohlmarkt Caddesi diğer bir ünlü cadde olan Graben ile kesişiyor. Bu cadde üzerinde, veba şehri terk edince dikilen Veba Sütunu yer alıyor.

Bu cadde üzerinde bizim Klasik Müzik Konserine gittiğimiz Peterskirche de yer alıyor. Konser kısmına ayrıca yer verdim, yazının sonlarına doğru okuyabilirsiniz.

Graben Caddesi’nden sonra Stephansplatz’a yürüdük, burada Viyana’nın en önemli simgesi Stephansdom, yani Aziz Stephan Kilisesi yer alıyor. Stephansdom 1147 yılında inşa edilmiş. Kiliseye giriş ücretsiz.

Bu kilisenin ilginç bir özelliği bulunuyor. Katedralin çan kulesine, 1534 yılında Osmanlı’ların yaklaştığını görüp halkı uyarmak için çan çalmakla görevli biri yerleştiriliyor ancak taa 1956 yılında, artık Osmanlı tehlikesi kalmadı diyerek bu göreve son veriliyor 🙂

Stephansdom’un yakınlarında Viyana Astronomik Saati Ankeruhr bulunuyor. İki binanın arasında bulunan saatin üzerinde iki pencere ve pencerelerin içinden gözüken figürler bulunuyor. Öğlen 12de tüm figürleri görebilme şansı doğuyormuş ancak biz denk getiremedik.

Saate yakın bir konumda Prater yer alıyor, şehir merkezinin birazcık dışında kalıyor. Prater’i, eğlence parkı, lunapark olarak düşünebilirsiniz. Ancak bu lunaparkın bir özelliği var, dünyanın en eski dönme dolaplarından biri olan Wiener Riesenrad burada bulunuyor. Prater’e akşam gitmenizi ve dönme dolaba binmenizi tavsiye ediyorum. Biniş ücreti 9,5€, Prater’e giriş ücretsiz.

Dönme dolabın kabinleri kocaman, ortasında tahta bir oturma alanı bulunuyor. En tepeye çıktığınızda camın üzerinde bulunan haritaya bakıp, görünen yapıların neler olduğunu öğrenebilirsiniz. Tercih etmek isterseniz, yemekli kabinleri de bulunuyor. Dönme dolabın giriş holü de çok ilginç, maketleri ve duvara yapılan resimleri incelemenizi tavsiye ederim.

Prater gibi, merkezin birazcık dışında Hundertwasserhaus var. Burada sıradışı mimar Hundertwasser’in yorumladığı binalar yer alıyor. Binalar tamamlandıktan sonra son dokunuşu Hundertwasser yapmış, pencerelerinden ağaçlar fırlayan bu rengarenk evlere ben bayıldım!

Evlerin içi gezilmiyor çünkü evlerde yaşayan şanslı insanlar var. Sadece dışarıdan bakabiliyorsunuz, apartman girişleri görünüyor, önünde şirin bir süs havuzu da var. Hundertwasser’in yorumladığı bir de Çöp Fabrika’sı bulunuyor, vaktiniz var ise orayı da ziyaret edebilirsiniz, Alsergrund bölgesinde yer alıyor.

Evlerin hemen karşısında çok şirin bir pasaj var, mutlaka pasajı da gezin, evlerle benzer konseptte tasarlanmış, rengarenk. İçeride hediyelik eşya dükkanları bulunuyor.

Mimarilerine hayran kaldığım evlerin ardından, Viyana’nın bir diğer sarayı Belvedere Sarayı’na doğru yol aldık. Belvedere Sarayı, Viyana Kuşatması sırasında gösterdiği başarı sebebiyle Prens Eugen’e hediye edilen saray.

Aşağı Belvedere ve Yukarı Belvedere olmak üzere iki farklı saraydan oluşuyor. Yukarı bölümde daimi eserler, aşağı bölümde geçici sergiler bulunuyor. En önemli eser Gustav Klimt’in ‘The Kiss’ isimli eseri ve ‘Judith’ tablosu.


Sarayın bahçesi de çok güzel. Saray girişi kişi başı 14€ ancak bahçesini gezmek ücretsiz. Sadece bahçesini gezmek için bile gidilebilir.

Saraydan sonra Viyana’nın bir başka simgesi Karlskirche yani Karl Kilisesi’ne gittik. Burası 1737 yılında tamamlanmış, iki sütunu olan bir kilise. Akşamları klasik müzik konserlerine ev sahipliği yapıyor.

Karl Kilisesi’nin bulunduğu Karl Meydanı’nın yanında Viyana Teknik Üniversitesi bulunuyor. Bu meydanın sağ tarafından bir diğer ünlü cadde Kartner Caddesi başlıyor. Burası da alışveriş caddelerinden biri. Kilisesin sol tarafından devam ederseniz ise Naschmarkt’a ulaşıyorsunuz. Naschmarkt açık hava pazarı.

Naschmarkt, gündüzleri açık hava pazarı, akşamları ise restoranların dizildiği, çalgıcıların geldiği bir eğlence mekanı 🙂 Gezmek çok keyifli, meyve, sebze, baharat, peynir, deniz ürünleri, mezeler, özellikle bolca baklava ve tulumba tatlısı bulabileceğiniz bir pazar 🙂

Naschmarkt’ın hemen yanında, Cumartesi günleri kurulan Flohmarkt yani Bit Pazarı var. Biz Cumartesi günü Viyana’da değildik gidemedik, çok gitmek istiyorduk çünkü duyduğum kadarıyla çok güzelmiş. Siz denk gelirse gidin derim.

Naschmarkt’ın karşısındaki sokaktan devam ederseniz, ileride yolunuz Mariahilfer Caddesi ile kesişecek. Burası Viyana’nın en güzel alışveriş caddesi bence.
Mariahilfer Caddesine yürürken, sağ tarafta Secession’u göreceksiniz. Burası mimarisi çok güzel Sanatçılar Birliği Binası.

Mariahilfer Caddesi’nin en sonunda Schönbrunn Sarayı yer alıyor. Burası Habsburg Ailesinin yazlık sarayı. Malesef vakit kalmadığı için biz bu sarayı ziyaret edemedik, çok üzülerek söylüyorum çünkü burası Avrupa’nın en güzel saraylarından biri. Okuduğum ve bildiğim kadarıyla anlatmam gerekirse, saray 1749 yılında Marie Antoinette’nin annesi Maria Theresia tarafından tamamlatılmış. 1.200 odası, Avrupa’nın en eskilerinden hayvanat bahçesi, zafer takı ve bahçeleriyle ünlü Schönbrunn aynı zamanda Sisi’nin en çok sevdiği mekanmış. Bizim gibi sona bırakmadan ilk önce burayı ziyaret etmenizi öneriyorum, gezmesi en çok vakit alacak yer burası çünkü.
Bizim Viyana’da gezdiğimiz yerler bu şekilde. Vakit bulamadığımız, gitmek istediğimiz ancak gidemediğimiz, sizlere önerebileceğim birkaç yer var. İlki Kahlenberg Tepesi, burada muhteşem bir Viyana manzarasına tanıklık edebilirsiniz. Donauturm, kocaman bir kule, tepesinde restoran var, manzara eşliğinde güzel bir yemek yiyebilirsiniz. Fiyatları için tıklayabilirsiniz. Stadt Park, altın ünlü besteci Johann Strauss heykeli bulunan güzel bir park. Ve tabiki Schönbrunn Sarayı 🙁
Genel olarak Viyana’da ki avlu mantığına bayıldım. Avrupa şehirlerinde avlular hep var ancak burdakiler çok güzel, Her gördüğünüz avludan içeri girip bir bakın derim ben 🙂


Klasik Müzik Konseri
Viyana, Klasik Müzik Konseri’ne gitmeden dönülmeyecek bir şehir. Her salonda her kilise de akşamları klasik müzik konseri veriliyor. Kiliselerin önünde Mozart kostümlü kişiler size bilet satmaya çalışıyor. Ancak kandırılan, konserden memnun ayrılamayan, keşke araştırsaydım diyen çok fazla insan var, bu sebeple ben gitmeden önce konser konusunu çok araştırdım, repertuvarını en çok beğendiğim yer Peterskirche oldu ancak burada da şöyle bir sıkıntı yaşadık, konser kilisenin içinde yapılmadı, alt katında bulunan bir salonda yapıldı, bu beni birazcık üzdü ancak müzisyenlere, yeteneklerine, çaldıkları parçalara bayıldım.
Konsere kişi başı 43€ ödedik, yaklaşık 1buçuk saat sürdü. Değdi mi derseniz, atmosfer hariç ben çok beğendim. Kalabalık bir orkestra bekliyordum, 4 kişilerdi 🙂 Bunu olumsuzluk olarak nitelendirmiyorum çünkü ben duyduğum şeyden çok memnun kaldım 🙂 Online olarak bilet satın almak isterseniz benim kullandığım siteye buradan ulaşabilirsiniz. Bu site konserleri incelemeniz ve fiyatlar hakkında fikir sahibi olmanıza yardımcı olacaktır. Dilerseniz kiliselerin önünde de bilet satışı yapılıyor, oradan da satın alabilirsiniz.

Yeme İçme
Öncelikle Viyana’da su çeşmeden içilebiliyor. Sokaklarda büyük çeşmeler bulunuyor, buralardan da su içebilirsiniz. Suyun tadı Avrupa’da ki kötü sulara hiç benzemiyor, çok lezzetli 🙂

Café Central, Viyana’nın en ünlü cafelerinden. Ortamı çok tarihi. Bizim gittiğimiz gün piyano resitali vardı, iyice tadından yenmez bir hal aldı ortam 🙂 Burada ünlü elmalı tatlı ApfelStrudel yedik ve yine buraya özgü Melange Kahvesi içtik.


Figlmüller, burası Viyana’nın en ünlü Şinitzel Restoranı. Orjinal şinitzeli domuz eti ile yapıyorlar ancak menüde tavuk eti de mevcut. Porsiyonları oldukça büyük. Biz burada şinitzel, patates salatası ve Viyana’ya özgü bir içecek olan Almdudler’i denedik. Ben şinitzelden çok patates salatasını sevdim, mutlaka söyleyin tadına bakın,ihmal etmeyin 🙂 Tavuk şinitzel 12,5€ idi.

Figlmüller’in iki şubesi bulunuyor. Eski olanı Wolzeille, burası çok küçük bir restoran, rezervasyon yaptırmazsanız oturma şansınız bulunmuyor. Buna rağmen kapısında kuyruk oluşuyor, işinizi şansa bırakmayın derim, buradan rezervasyon yapabilirsiniz. En az 15 gün öncesinden yapmanızı tavsiye ederim, yer bulmak oldukça zor.

Café Hawelka, burası yine ünlü cafelerden. Graben Caddesi üzerinde yer alıyor. Ortamı çok salaş, rahat. Kahve molası vermek için uygun, Melange burada çok güzel. Kahvenin yanında, garson sizi minik kekler almaya zorlarsa kanmayın, tatları hiç güzel değil 🙂



Demel Pastanesi, burası elmalı tatlı Apfelstrudel’i ile ünlü bir pastane. Kohlmarkt Caddesi üzerinde yer alıyor. Mutfağı camlarla çevrili, oturduğunuz yerden izliyebiliyorsunuz. Apfelstrudel 4€, Melange 4,80€ idi. Kohlmarkt Caddesi’ndeki bir diğer ünlü café, Julius Meinl am Graben, biz gitmedik, siz gitmek isterseniz diye paylaşıyorum.


Café Sacher, Sacher Torte isimli çikolatalı pastasıyla ünlü bir café. Son güne bıraktığımız için sabah 9buçukta kapılarına dikildik, yeni yeni açıyorlardı cafeyi. ‘Sacher torte yemeden Viyana’dan sakın ayrılma’ yorumlarını duyduğum için yiyememekten çok korkmuştum 🙂

Yoğun çikolatalı Sacher torte’ye ben bayıldım ancak eşim sevmedi, bunun için mi geldik sabahın köründe moduna girdi 🙂 Ben aynı fikirde değilim, siz mutlaka gidin tadın, yoksa Viyana’ya gitmiş sayılmazsınız :p Burada iki sacher torte, iki kahveye 20€ hesap ödedik.

Ströck, hamur işlerinin satıldığı pastane tarzında bir yer. Her yerde şubeleri var. Sabah kahvaltıları için uygun olabilir. Burada yine meşhur bir hamur işi olan Kipferl’den yiyebilirsiniz.

Weingut Feuerwehr Wagner, Kahlenberg’in eteklerinde yer alan bu restoranda çalışanlar yöresel kıyafetleriyle servis yapıyorlar. İçeride kocaman sobalar var,masalara oturup sırtınızı tarihi sobalara yaslayabiliyorsunuz, ortam o kadar sıcak ve tatlı ki, ben buraya bayıldım.

Biz burada kaz eti yedik. Hiç bu kadar lezzetlisini yememiştim. Tek sıkıntı her yemeğin yanında getirdikleri salata, hiç bizim damak tadımıza uygun değil. Buraya mutlaka gidin, gerçekten çok içten öneriyorum 🙂


Amerlingbeisl, bu restoranı Mariahilfer Caddesi’nde gezerken bulduk. Şinitzel ve patates salatası yemek için gittik. Gerçekten lezzetliydi, o bölgelerde yemek arayışına girerseniz tavsiye edebilirim. Burada iki kişi 25€ hesap ödedik.

Alışveriş
Manner marka gofret alabilirsiniz, çok lezzetli, Stephansdom’ın orada mağazası var, marketlerde de satılıyor.
Mirabell marka çikolata satın alabilirsiniz. Mozart Çikolataları çok lezzetli.
Billa, Viyana’nın her yerde şubesi olan bir marketi, buradan alışveriş yapabilirsiniz.
Klasik hediyelik ürünlerden satın alabilirsiniz, magnet vs.
Almdudler isimli yerel içecekten satın alabilirsiniz, biz yanımızda 5 şişe kadar getirdik 🙂
Swarovski ve Redbull Avusturya’nın yerel markaları, bu markaların ürünlerinden satın alabilirsiniz.
Viyana notlarım genel olarak bu şekilde. Ben Viyana’yı gerçekten çok sevdim, favori şehirlerim arasında Paris’ten sonra ikinci sırada yerini aldı 🙂 Viyana’ya yolunuz düşerse ki bence mutlaka düşmeli, Salzburg ve Hallstatt’ı da planlarınız arasına eklemeye çalışın derim. Salzburg notlarına buradan ulaşabilirsiniz. Şimdiden mutlu gezmeler dilerim 🙂
Sizler için Turist Haritası da hazırladım, buyrun 🙂


Viyana Dünyanın neresinde?
Merhabalar
Şans eseri blogunuza rastladım, özellikle rezervasyon önerileri ve konser bileti yönlendirmeniz süper olmuş, teşekkürler
Konser seçimini neye göre ve nasıl yapmamızı önerirsiniz? Mekan mı yoksa içeriğe göre mi karar verelim, Viyana’ya gidip sanatsal bir aktiviteye katılmadan dönmek istemedim 🙂 Ancak euro’nun malum kuru dolayısıyla çok yüksek bir bütçe de ayırmak istemiyorum. Yönlendirmenizi merak ettim 🙂
Şimdiden teşekkürler
Bu arada benim de bir blogum var, belki göz atmak istersiniz 🙂 http://www.gezengorenbilir.net
Sevgiler
Merhabalar, yorumunuz için teşekkür ederim. Bana sorarsanız içeriğe göre değil mekana göre karar verin derim, çünkü ben seçtiğim konseri içeriğine bakarak seçtim, konsere gittiğimizde içerikte yer alan parçaların çoğu çalınmadı, başka parçalarla değiştirildi. Dolayısıyla içerik değişebiliyor ama atmosfer güzelse keyif alırsınız diye düşünüyorum. Tabiki hemen göz atıyorum blogunuza 🙂 Keyifli seyahatler, sevgiler 🙂
Merhabalar,
Notlarınız için öncelikle teşekkür ederim. Detaylı ve bilgilendirici olmuş, ellerinize sağlık. Biz de eşimle ve o dönemde 14 aylık olacak oğlumla Nisan sonunda Viyana’ya gideceğiz. 3 tam günümüz olacak. Yanımızda bebek arabamız olacak 🙂 Turistik yerlerin hepsini gezemeyebileceğimizi varsayarak, sizce öncelik sıramız nasıl olmalı? Yemek yemeyi sevdiğimiz için, restoran ve cafelere mutlaka gideriz; meydanlarda ve parklarda da dolaşmak güzel olur diye düşünüyorum, tabi hava el verirse…
Merhabalar, yorumunuz için teşekkür ederim. Madem bebek arabasıyla gezeceksiniz ve bebekle daha yavaş bir temponuz olacak muhtemelen, bende mutlaka görmeniz gereken yerleri yazayım 🙂 Rathaus’un bulunduğu meydana giderseniz, orada birkaç ünlü binayı bir arada görebilirsiniz, Hofburg Sarayı olmazsa olmazlardan mutlaka ziyaret edin derim, özellikle içerisinde bulunan Sisi Müzesi biz hanımların mutlaka görmesi gereken bir müze 🙂 Kohlmarkt ve Graben Caddesi alışveriş için uğranabilecek caddeler ancak asıl atlanmaması gereken cadde Mariahilfer, Aziz Stephan Kilisesi Viyana’nın sembol yapılarından biri, içerisine girmeseniz bile dışarıdan görün derim. Hundertwasserhaus görülmezse olmaz yapılardan 🙂 Naschmarkt çok keyifli bir pazar yeri, zamanınız varsa bence gitmeye çalışın. Diğer iki ünlü saray Belvedere ve Schönbrunn, ikisinden birini ziyaret etmek isterseniz Schönbrunn’u tercih edin derim. Bebişle zor olur mu bilmiyorum ama mümkünse bir akşamınızı klasik müzik konserine ayırın. Yeme içme anlamında mutlaka gitmeniz gereken yerler, Cafe Central, Figlmüller, Demel Pastanesi ve Cafe Sacher. Üç güne bebek temposuyla da olsa hepsini sığdırabilirsiniz diye düşünüyorum 🙂 Umarım hava mükemmel olur, şimdiden keyifli seyahatler dilerim, sevgiler.
Merhaba daha once ki amsterdam turumuzda bize rehber olmanizin ardindan simdi de viyana icin izinizden gidecegiz 🙂 Bir sorum olacakti, 24/32/76 saatlik kartlar tum ulasim araclarinda geciyormu? Metro + tramvay+ otobus? Yoksa her biri icin ayri biletler mi aliniyor ?
Merhaba Sevgi Hanım, Amsterdam notlarımın işe yaramasına sevindim 🙂 Viyana’da satın alacağınız ulaşım kartları, metro, tramvay, otobüs ve trenlerde geçerli, her biri için ayrı bilet almanıza gerek yok, zaten Viyana büyük bir şehir, mutlaka ulaşım araçlarında kombinasyon yapmanız gerekir, sadece biletin hangi sınırlar içinde geçerli olduğuna dikkat edin, onun dışında tüm araçları kullanabilirsiniz. Keyifli seyahatler, sevgiler 🙂
ocak subat aylarında gitmek mantıklı olur mu sizce soğuktan dolayı tad alamaz mıyız diye düşünüyorum
Fatma Hanım Merhaba, bu sorunun cevabı soğuğu ne kadar sevip sevmediğinize göre değişir, ben kışın gezmeyi daha çok seviyorum, sizin söylediğiniz aylarda soğuk olur hatta belki kar olur ama şehir karlar altında çok daha güzeldir 🙂 Soğuğu sevmiyorsanız hiç keyif almazsanız ama, çünkü Viyana kışın gerçekten çok soğuk, Nisan Mayıs ayları gibi giderseniz daha keyifli olacaktır.
Bu güzel notlar için öok teşekkürler 1 hafta sonra tecrübe etmeye başlıyacağım nasipse merak ettiğim bizde eşim ile prag a geçiş yapacağız hangi yolu tavsiye edersiniz.
İyi tatiller daha nice gezmeler…
Hakan Bey Merhaba, kesinlikle tren ile geçmenizi öneririm, yollar o kadar güzelki zamanın nasıl geçtiğini anlamazsınız. Bizde Viyana’dan Prag’a trenle geçtik, yazımda tüm detaylarını bulabilirsiniz. Sizinde seyahatiniz çok güzel geçer umarım.
Merhabalar.Yazınızı ilgiyle ve dikkatlice okudum.Ben ilk defa yurtdışı tatil yapmaya heveslendim ve Viyana’yı planlarımın ilk sırasına koydum.Şöyle bi sorum olucak ; ben fotoğrafsever bi insanım.Yarı prof. fotoğraf makinamla (tripot hariç) ve ceptelefonumla gezeceğim her park-yol üzerinde mimari yapı vb. fotoğraflar çekmek istiyorum.Fotoğraf çekmenin yasak olduğu/izin verilmediği yerleri biliyorsanız yazabilirmisiniz ?
Kaan Bey Merhabalar, çok güzel bir tercih yapmışsınız, Viyana gerçekten görülmeye değer bir şehir. Hatırladığım kadarıyla Sisi Müzesi’nde ve Belvedere Sarayı’nda fotoğraf çekmek yasaktı, onun dışında yasağa denk geldiğimiz başka bir yer olmadı. Parklarda ya da yol üzerinde mimarisini fotoğraflayacağınız yerlerde zaten sıkıntı olmayacaktır. Şimdiden keyifli seyahatler dilerim.
Paylaştığınız harita için çok teşekkür ederim. Google da aramama rağmen istediğim gibi bulamamıştım. Gezi notlarınız için ayrıca teşekkürler.
Merhaba, rica ederim, faydalı bulmanıza sevindim 🙂 Keyifli seyahatler dilerim 🙂
merhabalar,
biz de bu yaz iki gece gezme imkanı bulmuştuk. sizin yazınız gezmek isteyenler için baya yol gösterici. tebrikler.
bir iki ekleme yapmak isterim. yazın kışın fark etmez viyananın havası yağmur yağmaya müsait. önleminizi alarak gidin.
ikincisi metro hatları için 4 tane demişsiniz ama ben 5 tane hatırlıyorum. kontrol ettim ve http://viennamap360.com/vienna-metro-map#.WC1o1uOLTIU
kaz yemeğinin fiyatını ciddi merak ettim. çoğunun fiyatını paylaşmışsınız, acaba hatırınızda ise onu da paylaşabilir misiniz?
son olarak figlmüllerin biraz pazarlama balonu olduğunu düşünüyorum. biz pasaja bir girdik ve geri çıktık. bunun yerine schnitzelwirt52 isimli restaurantı şiddetle öneririm. hem ucuz hem inanılmaz güzel. yerel biralarla ve patatesle baya iyi gidiyor.
tekrar teşekkürler.
Merhaba, öncelikle yorumunuz için teşekkür ederim.
Biz pek metro kullanmadık ancak istasyonlarda bulunan turist haritalarında 4 metro hattı görünüyordu, yazımda da bu harita mevcut, linkten de bakabilirsiniz, . Orada amacım, sadece metro ile ulaşım sağlamanın biraz zor olacağını vurgulamaktı, beşte olabilir hat, emin değilim.
Kazın fiyatını hatırlamıyorum, aslında restoranın mutfağı kapanıyordu, kalan bütün kazı bize paylaştırdılar, menü de de yer almıyordu, ne kadar ödediğimizi bilemiyorum 🙁
Figlmüller için bizde aynı beklenti ile gittik, şinitzel güzeldi ancak Viyana’da yediğimiz diğer şinitzellerden pek ayrışmıyordu haklısınız ancak orada yediğimiz patates salatasının tadını başka hiçbir yerde bulamadık. Yeni gidecekler için sizin restoran öneriniz faydalı olacaktır.
hızlı cevabınız için teşekkürler.
prag’dan viyana geçtiğimizde otobüs bizi stadion diye bir durakta indirdi. şansımıza metro durağı imiş 48 saatlik bilet aldık geçtik. bütün Viyana’yı metro ve tramvay ile gezdik ve inanın bana 5 ubahn hattı var. U5 yok, onun yerine U6 var. Yazınızda geçen çöp tesisi de U6 güzergahında bulunuyor, gezmek isteyen bu hattı kullanabilir.
Diğer bilgiler için tekrar teşekkürler. yeni gezilerinizi bekliyoruz.
prag’dan sonra viyana notlarınızıda buldum. Mükemmel ötesi. Ellerinize sağlık…
Bulmanıza sevindim 🙂 Çok teşekkür ederim Ahmet Bey.