Gezi Tarihi : Nisan 2016

İlk kamp deneyimimden sonra, aklımda hep Yedigöller’de kamp yapmak vardı, daha önce gitmediğim için fotoğraflarına her bakışımda mutlaka gitmeliyim, özellikle ilkbahar ve sonbaharda görmeliyim diyordum. Bu sene Nisan ayında gitmek kısmet oldu ancak kamp yapamadık, yaz bitmeden tekrar kamp yapmak için kesin gideceğim 🙂

(Ağustos ayında Yedigöller’de kampta yaptık, ayrıntılar için ‘Yedigöller Kamp Notları’nı okumaya beklerim 🙂 )

 

IMG_0461

 

Yedigöller, adı üstünde 7 tane gölden oluşan, her bir gölün yeraltı akışları ile birbirine bağlı olduğu, içerisinde çeşitli bitkilerin, ağaçların yer aldığı, kocaman yemyeşil bir tabiat parkı. Milli Park içerisinde bulunan göller, Nazlıgöl, Kurugöl, İncegöl, Sazlıgöl, Deringöl, Büyükgöl ve Seringöl. İsimleri ne güzel değil mi? 🙂

 

IMG_0434

 

Bir Cumartesi sabahı, ofisten arkadaşlarla birlikte, düştük bizde Yedigöller yollarına. İstanbul’dan Yedigöller’e gitmek için en kısa yol Bolu yolu, hemen paralelinden Düzce yolu da devam ediyor, oradan da Yedigöller’e ulaşım mümkün ama yol yarım saat daha uzuyor. Biz Bolu yolunu tercih ettik, merkeze kadar Bolu tabelalarını takip ettik, merkeze geldiğimizde ise çıkan Yedigöller tabelasından saptık ve Karadeniz’e doğru 42km daha yol aldık. İstanbul’dan Yedigöller yaklaşık 300km ve yol 3buçuk saat sürüyor. Birkaç sene öncesine kadar, Bolu-Yedigöller arasındaki yol çok kötü olduğu için daha uzun sürüyormuş ancak yola asfalt dökülmüş, şuan virajlı ve dağ yolu olmasının dışında hiçbir sıkıntısı bulunmuyor. Yolun sonunda karşılaştığınız manzara karşısında, çektiğiniz sıkıntının boşa olmadığını anlıyorsunuz 🙂

 

IMG_0539
Sol baştan Osman, Caner, Faruk ve ben 🙂

 

Yedigöller Milli Parkı’na giriş ücretli, yaya 4lira, otomobil 12lira, kamp yapacaksanız çadır başına 20lira ödüyorsunuz.

Konaklama için tek alternatifiniz çadır değil, içeride kiralık bungalov evler de bulunuyor. Kamp yaptığımız zaman bu bilgileri güncellerim ancak gördüğüm kadarıyla çok az yerde kamp yapılamaz tabelası var, onun dışında istediğiniz yerde kamp yapabilirsiniz. Bu durum göllere sıfır şekilde kamp yapmanıza imkan sağlıyor.

Kötü tarafı ise, piknik alanı ile kamp alanları birbirinden ayrı değil, çadırlarla piknikçiler bir arada, sabah uyandığınızda çadırınızın önündeki masada piknikçileri görebilmeniz mümkün. Bu sebeple, benim sizlere tavsiyem, yakınında piknik masası olan alanlardan uzak durmaya çalışın ancak bunu yaparken tuvaletlerden de fazla uzaklaşmadığınızdan emin olun 🙂

Ufak bir ayrıntı daha, kamp için en sakin olan göller Nazlıgöl ve çevresindekiler, en kalabalık olanlar ise Büyükgöl ve çevresindekiler.

Göl kenarında kamp yapmanın en büyük dezavantajlarından biri de çok fazla sinek ve böcek olması, yanınızda koruyucu ürünler getirmeyi ihmal etmeyin.

 

IMG_0445

 

Piknik yapmaya geliyorsanız, park içinde tahta piknik masaları bulunuyor. Market alışverişi yapacakların Bolu merkezde işlerini halletmeleri gerekiyor, Milli Park içerisinde tesis bulunmuyor, bir tane tesis varmış ancak o da ihtiyaç karşılayacak boyutta değil.

Önceden park içerisinde mangal yapılıp, ateş yakılabiliyormuş ama biz gittiğimizde yasaklanmıştı, mangal, ateş, tüp hepsi yasak, ona göre hazırlık yapabilirsiniz. Mangal yapmak isteyenler, Mengen tabelasını takip ederek parktan çıktığında, etrafta tek tükte olsa piknik masaları başlıyor, oralarda ateş yakabilirler. Biz sabah kahvaltımızı, minik kamp tüpümüzü kullanarak (sanırım çok minik olduğu için görevliler uyarmadı) parkın içinde yaptık, akşam yemeği için ise parktan çıkıp, nehir kıyısında çok güzel bir masa bulduk, orada mangalımızı yaptık.

 

IMG_0536
Sabah kahvaltımız.

 

IMG_0530
Mangal yaptığımız yer.

 

Yedigöller’de yürüyüş parkuru bulunmuyor, göllerin etrafından toprak yol dönüyor ve göllerin arasında arnavut kaldırımlı, arabaların da geçebildiği yollar bulunuyor, bu yollarda yürüyüş yapabilirsiniz. İçeride göller dışında neler var derseniz, 2 tane seyir terası var Kapankaya ve Manzara, Geyik ve Alabalık Üretme İstasyonları var. Patika yollardan ulaşabileceğiniz, Şelale, Bataklık ve Gülen Kayalar var.

 

IMG_0506

 

Biz seyir teraslarının bulunduğu bölgeden parka giriş yaptık, Nazlıgöl kıyısında kahvaltımızı yaptıktan sonra, tüm göllerin etrafını dolaştık. Sonrasında, Deringöl’ün arkasında bulunan patika yoldan Şelale’ye ulaştık. Yol üzerinde Bataklığı gördük, Gülen Kayalara anlam veremedik, Dilek Çeşmesini göremedik 🙂

 

IMG_0511

 

Biraz da detaylardan bahsetmem gerekirse, Yedigöller’de tüm göllere arabayla ulaşmak mümkün. Büyükgöl’de bir otopark bulunuyor ancak onun dışında yollara da park edilebiliyor.

Telefon her yerde çekmiyor, bazı bölgelerde servis yok, bazılarında internete bile girilebiliyor.

Sabah erken saatlerde ve gece hava soğuk olabiliyor, tedarikli gelmekte fayda var.

Etrafta böcekler ve kurbağalar dışında başka hayvan yok, kedi köpek bile görmedik ama konaklamadık tabi gece nasıl olduğunu bilemiyorum.

Her gölün önünde, isminin, büyüklüğünün ve derinliğinin yazdığı bir tabela bulunuyor. Böylece hangi gölde gezdiğinizi anlayabiliyorsunuz.

Göllerin çoğunun üzerinde seyir terası gibi balkonlar bulunuyor, bu alanlar fotoğraf çekmek için ideal oluyor. Aynı şekilde köprülerde fotoğraf için çok güzel noktalar.

 

IMG_0458

 

Yedigöller’in misafirlerine sunduğu aktiviteleri sıralayalım bir de, doğa yürüyüşleri yapıp mis gibi temiz havayı içinize çekebilir, ateş yakmamak koşulu ile piknik yapabilir, tüm malzemelerinizi yanınızda getirip göl kenarlarında kamp yapabilir, özellikle ilkbahar ve sonbahar aylarında nefis fotoğraflar çekebilir, göllerde balık tutabilir, mükemmel bir hafta sonu geçirebilirsiniz 🙂

Biz ilkbaharda gidip, yeşilin binbir tonunu gördük ancak asıl hedefimiz, sonbaharda gidip, kurumuş, sararmış yapraklar arasında kaybolmak..

 

IMG_0464